Emek-sermaye mücadelesi insanlığın varolduğu sürece devam edecektir.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra emperyalistler-kapitalistler 'Sosyalizm öldü, bitti' söylemlerinin amacı sadece daha çok 'sömürü' yapabilmeleri içindir...
Sermaye; sömürüden yanadır..
Sendikaya karşıdır, örgütlü mücadeleye karşıdır.
Emeğe karşıdır. Emeğin karşılığını vermemek için her yolu 'mübağ' sayar.
Dünyada ve ülkemizde gerçekleşen emek-sermaye mücadelesinde bu tür oyunları görürüz, yaşarız.
Tüm gelişmeler bize şunu bir daha göstermiştir ki sermayenin dini, dili, ırkı, mezhebi olamaz.
Sermayenin tek inancı Napolyon'un dediği gibi 'Para, Para ve yine para'... Bu nedenle tüm insanluığın bu papra denen barbarlığın önünde durabilmek için birlik ve beraberlik içinde hareket ederik, insanlığın yüzyıllar süren mücadelelerde elde ettiği değerlerine sahip çıkmak için topyekün hareket etmekten başka şansı yoktur.
10 milyonu aşkın emekliyi deniz altına benzetirsek şu anki sendikamız bu denizaltının; gören gözü, işiten kuluağı yani Periskop'udur. Bu denizaltının motoru; SSM'lı işçiler, yedek motorları da Emekli Sanduığı(memurlar) ve Bağ-Kur'lu esnaflardır.
Bu gemiyi su yüzyüne çıkartmak ve yürütmek için bir başka deyişle suyun altında duran ve hiçbir işe yaramayan potonsiyel enerjiyi kinetik enerjiye çevirmek gerikiyor.
Biz EMekliler insanın dinine, diline ve de mezhebine bakmatan 400'lü yıllarda 'Gelin canlarn bir olalım' diyen Ulu'muzun sözünden çıkmayalım.
İNadına daha sağlıklı, inadına daha uzun ömürlü olmlamız dileğiyle...
Büyürsek Güç oluryuz, büyümezsek, birleşmezsek hiç oluruz...