Ülkeler, insanlığın olmuş, insanın insanlaşması için yazmış, çizmiş sanatçı evlatlarıyla övünüyorlar. Onları önce kendi insanlarına sonra da kendilerinin dışındaki ülkelerde tanıtmak için çok büyük çalışmalar yapıyorlar.  Bizim de böyle büyük, onunla övüneceğimiz şairlerimiz, sanatçılarımız var. En başta da Yunus Emre’miz.

     Yunus Emre’mizin adını çocuklarımıza, okullarımıza, caddelerimize hatta hastanelerimize kadar veriyoruz da bir türlü onu adına yakışır bir şey yapamıyoruz.

     Ülkeler insanlığın olmuş büyük değerlerine nasıl sahip çıkıyorlar, onu nasıl tanıtıyorlar? Bunu araştırırken Tolstoy’la ilgili bir yazıyla karşılaştım.

     Her Rus vatandaşına, 1828-1910 yıllarında yaşamış,  daha çok “Savaş ve Barış” romanıyla tanıdığımız yazarları Lev Nikolayeviç Tolstoy’dan bir kitap düşüyormuş. Bunu 1978 yılında yazılmış bir yazıda okudum. O yıllarda Sovyetler Birliği olan Rusya’nın nüfusu 287 milyon.

      Yazı esasında L.N.Tolstoy’a ülkesinin nasıl sahip çıktığını, neler yapıldığını anlatıyor. Bir düşünün Rusların Tolstoy’dan başka  Puşkin, Gogol, Dostoyevski, Çehov, Gorki, Şobhov gibi hemen sayabildiğim dünya edebiyatında bunların 30-40  katı yazarı, şairi, oyun yazarı listesi var.

      Tolstoy’un eserleri 98 dile çevrilmiş. Toplam baskı sayısı 200 milyon.  Sadece “Savaş ve Barış” eseri  230 kez basılmış. Yazıda Tolstoy için 1978 yılında 90 ciltlik araştırma külliyatı yayınlandığı anlatılıyor.

     Rusya’da Tolstoy’un 5 ayrı yerde müzesi varmış. Ayrıca ressamların, heykeltıraşların eserlerin de yorumladığı, sergilenen bir de Tolstoy Resim-Heykel Müzesi anlatılıyor ve buraya yeni eserler kazandırmak üzere sergiler düzenleniyormuş. Bunların dışında bir de Tolstoy’un yaşam öyküsünü yeniden yorumlayan, tanıtan film ve tiyatrolar yazılıp sahneleniyormuş.

      Mezarına her gün çiçek bırakanları da düşününce insanın aklı karışıyor. Çünkü bunlar bir Tolstoy’a mı yapılıyor?

     Sık sık İtalya’da Dante’ye, Leopardi’ye yapılanları yazıyorum ve yapılanları Yunus Emremize yapılanlarla karşılaştırıyorum. Örneğin Leopardi için kurulan,  Leopardi için yazılmış kitaplardan basılmış pullara kadar  bir araya getirdikleri merkez in kitaplık arşivinde 25bin Leopardi için yazılmış kitap yer alıyor. Yunus Emremiz için böyle bir merkez daha yok ve ülkemizde Yunus Emre için yazılmış kitap sayımız daha 2 bin olmamıştır. Bunların çoğu da tekrar baskılarıdır.

     Dünyanın bütün şairlerine, yazarlarına, bestecilerine yapılanları aşağı yukarı biliyoruz. Bir Yunus Emre’ye nasıl sahip çıkıp da neler yapmalıyız? Bunu bilmiyoruz ya da yapacaklara destek olmuyoruz. Yunus Emre’nin şiirlerini Eskişehir’de herkesin  bilmesi gerekir. Bütün dünyada şairlerin şiirlerini ilk önce yaşadığı, anıldığı yerlerde bilirler. Bu çok mu zordur? Bizim insanımız daha mı duyarsızdır? Yunus’un Tolstoy’dan geri kalacak yanı var  mı?