Ölüm mü acı, hastalık mı acaba? Hasta her gün her an ölüyor çaresizlikten. Yakını çare bulamamak ve hastasının her geçen gün gözünün önünde erimesinden için için ölüyor…. Peki ya hayatının henüz baharında nikahını yapmış düğününe bir hafta kala bir trafik kazasında ölen kişi, ailesi….
Elbette ikisi de çok acı ömür boyu içinden çıkmayacak bir acı… Ne kadar olana alışmaya çalışsanız da, sizi bir anda yakalayıp silkeleyen bir acı… Üstelik hastası olan hem çare bulamadığına hem de hastasının genç öleceğine üzülüyor. İki acının da altından kalkması zor. Elbette dini inançlarımız güçlü şükür. Ancak “neden bizim başımıza geldi” sorgulamasını yapmadan geçemiyor insan? Ya da bu kadar acıyı yaşamak için bir suç mu işledim Allah’ım demekten alamıyor kendini insan…
Toplumun hastaya bakış açısı çok önyargılı…. Ölümde ise acınıza tamamen ortak olunuyor. Belki de bu daha da acı. Acıyı yaşarsınız, katlanırsınız; Allahtan geldiğini bilirsiniz. Ölümde kader ancak hayatının baharında yuva kurmak üzere iken, her şey hazırlanmış iken vefat daha çok etkiliyor insanı. Ya da ben öyle düşünüyorum…
Acıların altından kalkmak zor… Hep bir yanınız yarım, hayalleriniz, umutlarınız yarım… sağlıklı olsaydı şöyle yapardık, bunu yapardık demesi zor….
Hayat bu ne zaman, nereden fırtına eseceği bilinmiyor… Hayatta sonumuzda bizi neler bekliyor bilemeyiz ki? Peki ne yapacağız bu durumda, hayattan tamamen kopup yas mı tutacağız.?Elbette ki hayır. Toprakla, yapabileceğimiz şeylerle uğraşacağız. Hayata sıkı tutunmaya çalışacağız. Uçurumun kenarında kalıp minik bir ağaca tutunarak kalmışız gibi. Ağır, aksak, yaralı da olsa bazen her şey boş gelse de insana tutunacağız. Avutacağız kendimzi, çığlığımızı kimse duyacak mı diye hep bir umutla bekleyeceğiz. Acı ancak bir o kadar da gerçek…. Avunacağız….. Hayatta kalmaya çalışacağız. Kim ne derse desin sadece yaşayan bu acıyı yaşıyor, daha iyi anlıyor. Elbette çevremizde bizi anlayan insanlar sayesinde yaşama tutunacağız. Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, hemen ölecekmiş gibi ahirete çalışacağız. Her ne kadar gönlümüz yaralı olsa da, tutacağız hayatın ucundan, köşesinden. Bize destek olan insanlara tutunacağız…. 
Hayat her şeye rağmen devam ediyor… Daha acıları olabilirdi diyeceğiz. Her geçen gün ağrıyla yaşamak, kanser olmak ölüme az zamanı kaldığını bilmek, ömür boyu cezaevinde kalmak daha da ağırları var… 
Rabbim kimseye yaşatmasın diyeceğim ancak hastalığı da, ölümü de yaşıyoruz… Yaşamayanımız var mı? Bir şekilde hayata tutunacağız…
Gençken ölüm uzak gelir insana, ölüme meydan okursun… Bir bakarsın ömür geçmiş…. Bu defa ölüm başlar, sana meydan okumaya… Sonunda hep kazanan ölüm olur hayatta…. İstesek te, istemesek te…
“Asla sahip olmadığın şeyler için üzülme, kısmetinde varsa onlar seni bulur zamanı gelince…” Hz. Ali.
Emine Yontunç