Geçenlerde AKP Eskişehir Milletvekili Salih Koca'nın basın toplantısını tvlerde izledim, gazetelerde açıklamasını okudum. 
Eskişehir direnişinde gaz bombasından kaçarken bir sokakta bir kaç sivilin saldırısını sonrası öldürülen Ali İsmail Korkmaz ile ilgili açıklamaları birkaz kez dinledim, okudum.
Söylediklerine şaşırmadım. 
Sayın Koca, öncelikle Ali'nin kullandığını öne sürdü 'kanı sıvılaştıran' ilaç kullandığından söz ediyor, arkasından da böyle bir kişinin eylemlere ve yürüyüşlere katılmasınının sakıncasından. Hemen arkasından Ali'nin bu yürüyüşlere katılmasını sağlayanları 'ölümünden vicdanı olarak sorumlu' tutuyor.
Sayın Koca'nın bakışıyla biz de soru yöneltelim.
Ali 19 yaşında bir genç..
Bu yaştaki bir gencin oyuna talip oluyorsunuz. Yani oy kullanacak bilinçte. 
Demek ki, Ali, bilinçli bir insan olarak istediğini yapabilecek bir konumda.
Diğer tarafta da; demokrasi kuralları içinde hak arayan bir insana saldıran, öldürüsüye dövenin suç yok mu?
Öbürtarafta da, gaz bombaları nedeniyle gözlerini kaybetmesine neden olanların suç yok mu?
Orantısız şekilde biber gazı kullananların? (Biliyorsunuz bu konuda AİHM Türkiye'ye ikinci kez uyardı ve ceza verdi). O zaman burada gazı kullananlar mı yoksa cezayı verenler mi suçlu?
Çoğunluk bende, herşeyi yaparım diyenler suçsuz mu?
Onların söylemleri halkı isyana teşvik etmiyor mu?
Sayın Koca'nın bakışıyla bakarsak o kadar çok soru geliyor ki aklımıza...
AKP Eskişehir Milletvekili Salih Koca, Eskişehirli olsaydı, Sivrihisarlı Nasreddin Hoca'yı ve onun fıkralarını iyi bilirdi. 
Zaten Sayın Koca'nın bu açıklamaları Nasreddin Hoca'nın bir fıkrası aklıma getiriverdi..
"Bir gün Nasreddin Hoca'nın eşeği çalınmış. Can sıkıntısı içinde durumu komşularına anlatınca her kafadan bir ses çıkmaya başlamış. Birisi : 
- Hocam demiş niye ahırın kapısına iyi bir kilit takmadın sanki ? 
Bir başkası : 
- Evine hırsız giriyor da senin nasıl haberin olmuyor ? diye konuşmuş. 
Bir diğeri de : 
- Hocam demiş, kusura bakma ama eşeğin çalınmasına en büyük sebep yine sensin. Çünkü doğru dürüst bir ahırın bile yok. Nerden baksan dökülüyor. Hoca kızmış : 
- Yahu demiş, iyi, güzel de kabahatin hepsi benim mi ? Hırsızın hiç mi suçu yok ?"