Atilla Sertel İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve aynı zamanda Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı.

Ama her şeyden önce bir Eskişehirli.

Tepebaşı’nın tozlu, çamurlu sokakları başta olmak üzere Eskişehir’i karış karış bilen bir Eskişehir çocuğu.

Onunla Eskişehirliler olarak gurur duyuyoruz, ama Eskişehirli gazeteciler olarak çok daha fazla onurluyuz.

Atilla Sertel’i 1980’li yıllardan itibaren tanırım.

Eskişehir’de kısa bir süre gazetecilik yaptıktan sonra okumaya gitti ve okudu da.

Meslek yaşantısını İzmir’de sürdürdü.

Halen de sürdürüyor.

Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun kurulmasında Eskişehir Gazeteciler cemiyeti’nin payı büyüktür. Eskişehir’in olduğu kadar Ankara ve İzmir’in de büyüktür.

İzmir’in efsane gazetecilerinden ve İzmir Cemiyeti’nin Başkanı rahmetli İsmail Sivri de federasyonun kurucu ve ilk genel başkanıdır.

Daha sonra Genel başkanlık Ankara’ya geçti ve Nazmi Bilgin uzun bir süre başkanlık yaptı.

Daha sonra bir muhalif grup oluştu ve Atilla Sertel Genel Başkanlığa seçildi.

Halen de bu görevi başarıyla sürdürdü.

Ancak Atilla sertel bu arada çok önemli de bir misyon üstlendi.

Ergenekon örgütü davasında tutuklu olan gazetecilerle, dışarıdaki meslektaşları arasında adeta bir köprü oldu.

Onların orada yalnız kalmasına izin vermedi, hemen her ay hatta bu son zamanlarda 15 güne kadar düşmüştü, Türkiye’nin dört bir yanından topladığı gazetecileri, tutuklu gazetecilerle buluşturdu.

Onlarla kucaklaştırdı.

Bu ziyaretlerin birine ben de katıldım ve Silivri’de 6 saate yakın zaman geçirdik, tutuklu meslektaşlarımızla görüştük.

“Orada hukuk yok” dedi, “Gazetecilere özgürlük” dedi.

Açıklamalar yaptı, demokrasi ve özgürlük adına büyük mücadeleler verdi.

Bunların sonucu olsa gerektir, bu kısa dönemde ilk ödülünü Alman Türk Dostluk Federasyonu tarafından Medya dalında Kybele 2013 ödülüne layık görülerek aldı.

Hemen arkasından bizler yani Eskişehir Gazeteciler Cemiyeti, kendisine “Demokrasi ve Özgürlük” ödülünü verdi.

Önceki gün de Alanya Gazeteciler Cemiyeti kendisine “Basın Özgürlüğü Ödülü”nü layık görmüş.

Ne demişti Yılmaz Özdil, bir süre önceki yazısında.

“Hasan Tahsin” ödülü için işte Atilla Sertel orada demişti.

O şimdi ödüller alıyor, layıktır, daha fazlasını da alacaktır.

Ama onun için en büyük ödül eminim ki, başta Silivri’deki tutuklu gazeteciler olmak üzere, tüm meslektaşlarının “gönüllerindeki yeri”dir.

Sağol Atilla başkan…