Şimdiye kadar hep eleştiri oklarını sivrilttim.

Fakat spor yaparken iyi şeylerde olmuyor değil. Eskiye nazaran güzel şeyler de var elbet. Mesela spor basını eskiye kıyasla daha şanslı.

Bizim gazetecilik yaptığımız dönemde işler oldukça zordu. Şimdi ise nerdeyse muhabire ihtiyaç duyulmaz hale geldi. Bu bir taraftan kötü (iş ve işveren açısından bakarsak) diğer taraftan muhabir olduğu yerden bütün haberleri geçiyor bu noktadan bakarsak ta iyi.

Eskiden nasıldı?

Eskişehirspor’un içerde oynadığı maçtan örnek verelim;

Maç başlar ilk 36’lık poz fotoğraflar ilk yarıda başlar çekilmeye ve gazeteden bir görevli gelir  pozu alır ve tab ettirir. Bu arada 2. yarı ve 2.ci 36’lık pozlar çekilir ve bu arada da maçtan notlar dakika dakika elle yazılır ve hoca görüşü falan derken haberleri düzenlemek için gazete yolu. Daha burada anlatmadığım bazı ayrıntılarda var elbette. Örneğin telefonla irtibat oldukça zor. Ben de bir cep telefonu vardı o dönem de resmen araç takozu gibiydi ve benim aldığımda Dünyanın en küçük telefonu diye satılıyordu. Bilgisayar alınması çok güç bir nesne vs.

Şimdi ise nasıl?

Yine içerde oynanan maçtan örnek verelim.

Tam otomatik DSLR makineler ve küçük ama zıpkın gibi bilgisayarlar ile 3G bağlantısı ve anında görüntü.

Teknoloji güzel bir şey.“Biz eskiden su içerdik testiden, şimdiki gençler suyu içiyor petten”

Çağımız hızlandı. Buna paralel olarak da hayat da hızlandı. Tabii spor da hızlandı. Hayatı 3G yaşıyoruz nerdeyse.

Bu hızın gerisinde kalanlar diğerlerinin hızına yetişemezlerse küçülüp kalıyorlar tıpkı hızlı bir arabanın yanından geçtiği yaya gibi… Vesselam.