Türkiye’nin çobanları Eskişehir’de buluştu. 

2. Küçükbaş Çoban Festivali’ni gerçekleştirdiler. Festival öncesi çobanlar açıklama yaptılar. 

“Çoban meslektir.”

“Çoban olmadığı için hayvan üretilemiyor.”

“Çoban olmadığı için, hayvan üretilemediğinden et fiyatları yüksek oluyor.”

“Çoban olmadığı için dışarıdan hayvan satın alıyoruz…..”

Hayvancılığın "sistemden” kaynaklandığı için öldüğünü düşünüyordum. 

Çobanın bu kadar önemli olduğunu hiç bilmiyordum, çobanlardan öğrendim…

“Koyun meler kuzu meler

Sular hendeğine dolar

Ağlayanlar bir gün güler

Gamlanma gönül gamlanma”  

Karacaoğlan’ın bu dizelerini söylerken uzaklara gidiverdim…

Kahveler dolu, sokaklar insan seli….

“İşiniz, gücünüz yok mu” diye seslendim. 

Kimisi ‘emekliyim’ kimileri de ‘işsiziz’ dediler. 

İnsan kirliliği, toprak, su, hava kirliliği artarken ormanlar yakılırken neden bu insanlar hiçbir şey olmuyormuş gibi davranıyorlar. 

Kadın cinayetleri, çocuk istismarı, yolsuzluk, hırsızlık, rantuğruna yeşil alanları, tarım alanlarına yükselen binalar karşısında insanlar niye duyarsız…

İnsanlar  terör adına öldürülüyor.  Neden diye sormuyorlar?

Bir avuç kesim parasına para katarken, milyonlarca insan ay sonunu getiremezken insanlar niye suskun. 

Okumayan, sorgulamayan, gözlemlemeyen, hak aramayan bu insanların amacı ne?

Öyle uzaklara gitmişim ki; tren yolu önümdeydi. Vagonlara çeşitli hayvanları  doldurmuşlar, yüzlerce insan treni seyrediyordu…

Tam soracaktım, çobanın sopası ile dürtmesiyle uyandım. 

Terlemişim..

Şükürler olsun ‘Bu rüyaymış” diyerek sevindim. 

Bağışlayın,  bu ay ciddi bir yazı yazmak içimden gelmedi.