Töremizde yaşanan, yaşanmakta olan veya bir daha yaşanması istenmeyen konularda ifade olarak gelmiş, geçmiş olsun denilir.

Bir önceki hafta yazımızda detaylı yazdığımız sonrasında yoğun bir şekilde ülke gündeminde değişik mecralarda seslendirilen Eskişehir Hasan Polatkan Havalimanı konusuna şahitlik ettik.

 Uluslararası ve ulusal uçuşların durdurulup yeni adres olarak sefer yapan firmalara Cumhuriyet tarihinin prestijli projesi olan Zafer Havalimanı’na yönlendirilmesi konusu  dün akşam üzeri saat 16.00 sularında sosyal medyaya düşen hayırlı olsun mesajlarıyla seferlerin iptal edilmeyeceği ve normal akışında devam edeceği haberleriyle şehir gündemine düştü.

İşte bunun için geçmiş olsun dedim.

Peki bu habere sevindik mi derseniz?

 Ben sevinemedim…

Çünkü, kaybedip buldurma ekseninde bir durumda benim duygularım ve bilincim sevinme tepkisi vermemekte…

Kendiliğinden oluşmuş ve potansiyeli geliştirmiş bir yeri istişare etmeden, sormadan, incelemeden kapatmaya karar vermek, sonradan tepkiler ve siyasi hesapta büyük eksi yazacağı, oy kaybına uğranacağı ikazıyla aldığın, uygulamaya koyduğun kararı iptal etmek…

Bunun neresine sevineyim.

Tabii  bu durumu algılamak kişiye göre değişir.

Sevinç konusunda ısrarlı olan varsa engel olmayalım.

 Buyursunlar bir de açılış yapsınlar.

Tabi ki bu süreçte hoş olan, iyi olan durumlar da gelişti.

Şehirde eksik olan, şehre irade eden siyasetin biraraya gelmesi ve şehir adına ilk defa bir harekette bulunmasıydı.

Temennim bu durumun vesile olması ve konuyu bu anlamda üst perdeden takip edebilme kabiliyetinin geliştirilmesidir.

 Öncelik kesinlikle ve kesinlikle siyasi irade tarafından verilen zimmet geri alınarak topyekün irade beyanıyla Eskişehirspor başta olmak üzere;  İlçe yolları, liyakatsız bürokrat atamaları, kurumların düşen kalitelerinin yeniden kazandırılması, çiftçilere klasik yıllık ödenekler haricinde takviye desteklerin sağlanması, kırsalın eksilen nüfusu ve düşen üretim potansiyelinin artırılması, Havalimanı iç hat uçuşların mantıklı ve talep edilen saatlerde başlatılması, üniversitelerin mali olarak desteklenmesi, şehir’den giden kurumların dönmesi gibi ilk anda aklıma gelen konularda bu birliğin vesileyle devam etmesi ve ortaya icraat koymasıdır.

Eskişehir’in bugüne kadar geçen süreci kayıplarla doludur.

Bunun tersine çevrilerek kazanımlara vesile bir sürecin başlatılması elzemdir.

Buna inanır, bunu söylerim ve bunu da tartışırım.

Tabi gündem gelişirken bizleri güldüren konularda oldu.

Yerel anlamda son dönemin meşhur tabiri olan trollerimizinde olduğunu gördük.

Hemen Zafer havalimanına tren yolu bağlantısı yapılmaya başlandı, havalimanı kapatılması belediye hizmetleri niye sorgulanmıyor konusuna getirildi, Hekimdağ’da motoru yanan belediye otobüsü bile havalimanı konusuna ilişkilendirildi ya..

Ben en çok  bu konunun mevzuya ilişkilendirilmesine güldüm.

“Karyağdı burada da motoryandı “olarak karşımıza çıktı.

Tüm bunların sonucunda neticede bizim olan bir değere Eskişehir sahip çıktı.

Yüksek tepki ile siyaseten yüksek risk geri adım attırdı.

Bu süreçte samimiyetle uğraşan, irade ortaya koyan, mücadele eden, fikir beyan eden, bağlantılarını kullanan her isim ve kesim’e sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Başta söylediğimi yineliyorum yaşanılan durum’a sevindim mi hayır…

Bizim olanı koruduk o kadar.

Bu bağlamda tehlike geçer mi?

Sanmam şehir iradesiyle, dinamiklerinin daima uyanık ve hazır olması gerek.

Havalimanı konusunda olduğu gibi kapatılacağı anda öğrenirsek; her zaman bu kadar şanslı olamayız .

Şehrimiz  emanetimiz…

Eskişehir’de, Eskişehirli ve uyanık kalın.