Üç yazımın konusu 'Akil İnsanları' olunca 'Akil insanlar'la mı bozdun aklını diyebilirsiniz?
Ancak şuan ülkemizin gündemine oturtulan konu bu. Gazeteler ve televizyonlarda bu konuyla ilgili haberler, yorumlar, tartışmalar var..
O yüzden bu konuya değindim.
Hani diyorum, bu barış sürecini anlatabilmek için oluşturulan Akil İnsanları Komisyonu'nu bir de Meclis için kursak..
Bu komisyonu iktidar veya meclis üyeleri kurmayacak.
Bunu işçiden, memurdan, esnaftan, emekliden, köylüden, kadın,genç ve çoçuktan oluşan ve halkın oluşturacağı bir 'Akil insanları' komisyonu olmalı.
Bu komisyonda herhangi bir işçi, sendikacı, memur, esnaf, emekli ve köylü olmamalı.
Haklarını aramayı bilen, sorgulayan, direnen kişilerden oluşmalı...
Meclis'e gidip milletvekillerine halkın yaşamını, nasıl geçindiğini anlatmalı.
Yani; milyonlarca işçinin asgari ücretle nasıl yaşadığını anlatabilmeli...
İşverenlerin sendikaya karşı nasıl olduğunu nasıl baskı yaptığını detaylı anlatmalı.
İş güvencesinin nasıl kağıt üzerinde kaldığını söylemeli. 
Emekli, açlık sınırı içinde olduğunu yüreklerinin içine soka soka anlatabilmeli...
Kadın; nasıl sömürüldüğünü, şiddeti, tacizi, tecavüzü, cinayetleri....
Esnaf nasıl kepenk kapattığını, iflas ettiğini borç içinde olduğunu...
Memur; haklarının alındığını, sürgünleri anlatabilmeli...
Çoçuklar; nasıl küçük yaşta çalıştırıldıklarını sömürüldüklerini milletvekili amcalara gözlerinin içine bakarak anlatmalı...
Gençler; ilköğretimden itibaren sınav marotunu içinde yaşadıklarını, üniversite sonrası işsizler ordusuna katıldıklarını, yaşam mücadelesi verdiklerini bağıra bağıra anlatsınlar.
Duymayan kalmasın diye...
Komisyonu oluşturan halk; eğitimin, sağlığın paralı hizmet haline geldiğini geçinemediğini, milletvekillerinin seçimler öncesi vaatlerini anlatarak hesap soran bir komisyon gerekli...
       &&&&&                           &&&&&
SOLCULUK
Son günlerde üniversite öğrencileri arasında kavgalar yoğunlaştı...
Eskiden sağcı-solcu kavgaları olurdu..
Gerçi 12 Eylül öncesi sol grupları arasında da kavgalar olurdu...
Son birkaç gündür 'sol' adına kavga eden üniversite öğrencileri şimdi 'gerçek sol' kendilerinin olduğunu söylüyor...
Şöyle internete bakarsak sol şuymuş;
"Solculuk, sosyal eşitsizliği kaldırmak isteyen, maddiyatın ve sosyal adaletin eşit dağılımını destekleyen siyasi bir kavramdır.
Sol ile özdeşleştirilen ideolojiler Marksizm, sosyalizm, sosyal demokrasi, sol liberteryenizm, sosyal liberalizm, sendikacılık, ilerlemecilik, otonomculuk ve anarşizmin birçok biçimidir.
Emek-sermaye çelişkisinde emekten taraftır. İnsan merkezlidir, odağına din, ırk, milliyet, cinsiyet vb. kavramlar yerine insanı alır. Burada kastedilen istisnasız tüm insanlardır."
'Sahte solculuk' veya 'Gerçek solculuk' tartışmaları var gibi..
Bildiğim bir şey var; sınıfsal mücadelesine inanan, işçi sınıfının iktidarını hedefleyenler kendilerine 'solcu' yerine 'sosyalistiz' derler...