AKP iktidarının son yıllarda baskıcı politikaları, 'çoğunluk bende, her istediğimi yaparım' anlayışını ortaya koyan icraatlar ve söylemler sonunda Taksim Gezi Parkı eylemi ile patlamaya neden oldu. 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Taksim direnişine işin başındaki bakışı hiç değiştirmedi. 
Bir avuç marjinal gurup, uç unsurlar, çapulcular olarak yorumladı...
Her söyleminde eyleme katılan insanlar yüzlerden onbinlere, yüzbinlere ve milyonlara ulaşınca bu kez eylemi CHP'nin örgütlediğini söyledi.
Aslında AKP iktidarı, CHP'nin beceremediği bir 'muhalefeti' kendisi hazırladı.
'3 ağacı neden göstererek bizim başarılarımızı kıskananlar, ülkenin önünü kesmek isteyenler, dış mihraklar' gibi söylemlerle olayı farklı boyuta taşımaya taşıdılar ama yine olmadı.
Oysa ülke geneline yayılan eylemlerde sadece Taksim'de Gezi Parkı olmadığı apacık ortada idi. 
Çünkü taşınan dövizler, atılan sloganlar, üretilen mizahi eylemler AKP iktidarının baskıcı politikalarının örneklerini sunuyordu. 
Bu talepler zaten kamuoyunda dillendirilen taleplerdi. 
Eylemler bitiyor gibi algılandı ancak 'Duran Adam' eylemi, birde dünyaya farklı bir ses getirdi. Adeta demokratik hak eylemleri ve protesto eylemlerine mizahi anlamda örnek gösterilen bir eylem tavrı oldu..
Başbakan tabi ki buna çok kızdı. 
İktidarına ve politikalarına karşı çıkanlara kızdığı gibi.
Polisin şiddetine bile farklı bir şekilde gözü çıkarılan, kafası kırılan, gözaltına alınan anne-kızı, baba-oğul, gençler, sevgililerin yediği gaz bambaları, biber gazlarını görmemezlikten geldi. 
AKP'nin ortaya çıkarttığı bu muhalefet ateşini söndürmek için polisi tedbirleri arttıran iktidar şunu unuttu. 
Yakılan muhalefet ateşi kolay kolay sönmez...
O ateş için için yanar... 
Artık eylemler yavaş yavaş bitiyor, birkaç ilde devam ediyor kalanları bitti diye düşünenler yanılıyor.
Ankara'da yine farklı bir eyleme başlatılmış. Sosyal medyada öğrendiğimize göre 'Volta eylemi..'
Yine mizahi anlamda dünya genelinde de dikkat çekilecek bir eylem.
Eylemin slagonu şu:"Oltaya gelme, voltaya gel". 
 Gerekçisi de; "Madem ki memleket dev bir cezaevi, buyurun voltaya"...
Dedim ya, Başbakan'ın sert söylemlerini sürdürmeye devam etse de AKP iktidarı kendi eliyle 'Sönmeyen ateş yaktı.'
Başbakan, zaten özellikle Taksim Gezi Parkı eylemleri sürecinde öne sürdüğü şeyler hep aynı..
Konuşmaları neredeyse aynı çizgide...
Değişen bir şey yok... 
Zaten bu söylemleri, partisinin 'kemik tabanı'na değil... Draha önce değişik partilere oy vermiş ancak son seçimlerde AKP'ye oy vermiş kişileri elinde tutmaya çalışan çabalar olarak yorumluyorum. 
Zaten o taban her zaman elinden kayacak bir taban...
AKP'de telaşın nedenlerinden birisi de bu...