Sesindeki huzur yüzündeki nur
Her zaman baş tacı etmektir onur
Elleri hep sevgi ile dokunur
Şefkatin bilinen dilidir anne.
Ayettir diyor ki; “öf” bile denmez
Değeri yücedir hakkı ödenmez
Hiçbir gün gücenmez sırtını dönmez
Umudun kırılmaz dalıdır anne.
Üç gündür Ankara’da annemin yanındayım….
Bize göre Anne; Sonsuz güven, koşulsuz sevgi ve sabrın diğer adı…
Şüphesizdir ki annelerimiz, hayatımızın en güzel anlamını ifade eden, en fedakâr ve en sadık dostumuz canımız ve de varlığımızdır.
Anneler öyle güzel ve sonsuz olan bir varlıktır ki; onları yanımızda hissedebilmek, onların sevgisini alabilmek, onlarla yaşayabilmek sonsuzluğun en güzelini yaşayabilmek gibidir.
O melek yüzlü olan annelerimizin en büyük istekleri; bizlerin her daim başarılı, her daim sağlıklı ve de her yerde her şekilde mutlu olmamızdır.
Bunlara karşılık olarak da bizlerin evlatları olarak her daim onlara hiçbir zaman ölmeyecek ve de azalmayacak olan sevgi bağlarımızla bağlı olmamız gerekir.
Onları her daim baş tacı yapmamız gerekir. Onların değerini bilmemiz, onlarda saygı ve sevgide kusur etmememiz gerekir. Onları yüreğimizin en güzel yerinde saygı ve sevgimizle büyütmeliyiz.
Gönül dünyamızda iki heceli “Anne” kelimesinin karşılığı böyle iken geçtiğimiz hafta Ankara’dan ablam Hakime hanım telefonda “Annem seni Ankara’ya çağırıyor” davet cümlesi yankılandı kulağımda…
Yaklaşık 1,5 ay önce ağır hasta iken Gümüşhane’den alıp getirmiştik Ankara’ya. Uygulanan yoğun tedavi sonucu yavaş yavaş eski sağlığına kavuşur halde gördüm annemi…
Gerek diyabet ve gerekse kalp rahatsızlığına bağlı yaşadığı ağır hastalıktan biraz uzaklaşmış kendi ayağı ile ihtiyaçlarını kimseye muhtaç olmadan karşılayabilir olmasından mutlu olduk.
Bu vesileyle özellikle hasta yatağında tedavi gören tüm annelere acil şifalar diliyoruz.
Şimdi annemle Ankara’dan Gümüşhane’ye hatta köyümüz Dörtkonağa zihni yolculuk yapıp geçmişimizi konuşuyoruz.
İçinde bulunduğumuz soğuk kış günlerinde köy yaşamına dair anlattıkları içimi ısıtıyor.
Zamanı geriye sarıp; Turhanlı mahallesinde komşularımızla geçen uzun kış gecelerine gidiyoruz, Gelen misafirlere vazgeçilmez ikramlardan elma,pestil,ceviz, Kartol (patates) ve turşu ile başlayıp, oradan yolumuz dedemlere doğru Sallahlı mahallesine düşüyor….Hoca dedem,Ahmet Usta,Zennube bibi,Hüsnü amca sohbetimizin özneleri…
Bitmedi İşbirli mahallesinde bulunan teyzemin davetine katılmak için gecenin karanlığında ilerlemenin mümkün olmadığı zamanlarda kendi imkanlarıyla oluşturduğu meşaleyle önümüzü aydınlatarak hedefe varmamız….nice hatıralarını birinci ağızdan dinliyorum….
Demem o ki Annelerle çocukları arasındaki o müthiş sevgi ve bağlılık, şüphesiz ki kutsal bir anlam ifade ettiğini düşünerek…
“Cennet anaların ayaklarının altındadır.” İlahi gerçeğini hiç aklımızdan çıkarmayarak…
Annelerimizin sevgisiyle her daim büyüyen ve de her daim onların değerini en iyi şekilde bilen bir neslin olması dileğiyle…