Gözlerim kaç defa ağladı bakışlarında…
    Sonbaharda düşen yapraklar gibi savruldu yüreğim. 
     Neredeydin?
    Çırılçıplak bakışlarında sevda yolunda yapayalnız yürüdüm.
    Yalnızlığımı hissettim bakışlarında…
     Sevda yolunda bakışlarını, hüznü ve acıyı yoldaş ettim kendime…
     Sevdam; “senin gözlerinle bakacaklar gülüm,/senin gözlerinle bakacaklar”(1)
     Ağladığımı hiç görmedin… Yüreğimi hep bakışlarından kaçırdım…. Ağladığımı hissetme diye…
     Yağmur altında ağladım… Ağladığımı kimse görmedi sadece bakışların dışında…
     “ (…)elimden tut yoksa düşeceğim/yoksa bir bir yıldızlar düşecek/eğer şairsem beni tanırsan/yağmurdan korktuğumu bilirsen/gözlerim aklına gelirse/elimden tut yoksa düşeceğim/yağmur beni götürecek yoksa beni”(2)
      Bakışların sevda yoluna götürdü yine beni….
      Bakışlarında ‘hüzün’le konuştum.. Sen var mısın diye baktım…
      Hüzün, avucumuzdaki kayıp giden bir sevgidir. Uğurlanan bir sevgiliye ‘el’ sallamaktır… Bakışlarında ve yüreğinde yaşatırsın. Gözlerin yollarda, giden gelir mi diye?
      Bakışlarında sevdaya yürüyorum…. Yolda, ağaçlarla, böceklerle konuşuyorum… Seni anlatıyorum…. Sevgiyi, hüznü ve acıyı… Bana ‘yolluk’ hazırladılar… Türkü ve şiirle uğurladılar..
     “(…)/ bu karanlıkta daha iyi görüyorum seni/aynı tünelden geçiyorsun gelişte ve gidişte/
kavuşmaya, ayrılığa aynı yolu kullanıyorsun,/beni büyüten aşktan söz ediyorum, yolculuğa övgü,/zaman yok ki aşktan başka, uykusuzluğa övgü,/bir sır- çocuksun, baştan çıkarır gibi açığa çıkardın beni,/ayrılık mı; beni aşka terkettiğin için seviyorum seni!”(3)
     Dokunma bana, kapanmamış yaralarla doluyum, canımı acıtma bir yara da sen açma...
     Oysa yaraları, acıları şairin dediği gibi ‘bal eyledik”…
     “Yokluğunu beklemek, ne zor... Bunları düşündükçe, şu anda uzakta bir yerlerde üşüdüğünü sezinleyerek panikliyorum. Bütün engelleri aşıp terkedilmiş caddeleri, kimsesiz sokakları. yalnız bulvarları arşınlayarak sana ulaşmak, sessizce başını okşamak, kulağına sevgi sözcükleri fısıldamak ve yavaşça üzerini örtmek geçiyor içimden...”
     Camlardaki yağmur damlaları ‘sana’ benziyor…. Her damla yüreğime akıyor, akıyor ve sevda çiçekleri açılıyor…. 
     Bakışlarında, yüreğimdeki çiçekler ‘sevda’ gibi kokuyor…
     Yürüyorum sevdaya bakışlarında…. Gökyüzüne, yıldızlara selam veriyorum…
     “Ben senin en çok bana yansımanı sevdim/Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni/Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim/”(4)
     Bakışlarında yüreğini seviyorum…
      Gülümsüyor bakışların….. Yüreğime alıyorum hemen, sımsıcak…  
 *(1) Nazım Hikmet, (2) Atilla İlhan, (3) Haydar Ergülen, (4) Ümit Yaşar Oğuzcan
ŞABAN BAĞCI