Parasızlıktan 'kafayı bulamadım' ama, kafayı yiyeceğim galiba...
Ne hikmetse bugünlerde birden 'Recebim' şarkısı dilime dolandı...
"gemilerde talim var
bahriyeli yarim var
oda gitti sefere
nede talihsiz başım var
hani benim recebim recebim
sarı lira vereceğim
almazsan kara kola gideceğim
hani benim recebim
gemi gelir yanaşır
içi dolu çamaşır
istanbulun kızları recep diye ağlaşır
hani benim recebim
beyaz giyme tanırlar
seni yolcu sanırlar
geçme kapım önünden
seni benden alırlar
hani benim recebim..."
Yıllarca bize anlattılar...
Sağlığı, eğitimi, kapitalizmi, sömürüyü...
Savaş yerine Barış'ı...
Düşmanlık yerine kardeşliği..
Emeği, demokrasiyi, hak almayı, hakkını korumayı...
Bende, yıllardır hep trene bakan misali bakıyorum...
Bir türlü anlamadık...
Dayağı hakkettim Recebim....
Günlerdir televizyonlarda; dünyanın heryerinde insanların nasıl dövüldüğünü izliyorum...
Demek ki, dayak yemek gerekiyor, söylenenleri anlamak için...
Döv beni recebim...
"hani benim recebim recebim
sarı lira vereceğim
almazsan kara kola gideceğim..."
Bakıyorum hep gençler dayak yiyor..
Asıl dayağı biz gibi yaşlılar hakkediyoruz.
Hala deden kalma partilere oy veriyoruz...
Okumuyoruz, yorumlamıyoruz...
Oğlumuz işsiz, emekli maaşımız yetmiyor ama 'gıkımız' çıkmıyor.
Döv beni Recebim...
Belki aklım başıma gelir...
Cumhuriyet'ten kalan fabrikalar satıldı..
Köprüler bile...
Dinimizi bile siyasete alet ettiler...
Okuduğumuzu anlamadan 'amin' dedik..
Sağlıkta, eğitimde 'parasız' dedikleri için neredese bunları söyleyenleri 'paraladık...'
Ama bir türlü adam olamadık Recebim...
"hani benim recebim recebim
sarı lira vereceğim
almazsan kara kola gideceğim.."
Döv beni Recebim...
Tencere tava çalıyorlar anlayamadım.
Dayak yiyince belki aklım başıma gelir..
Adam olamadık ama insan olabilirim misali...
Milli içeçeğimizz başkaymış karıştırmışım, dayağı hakkettim..
Döv beni Recebim....