Yaklaşık 20 yıl sonra İzmir’e gittim.

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin daveti üzerine gazeteci dostlarla birlikte İzmir Fuarı’nı tabi ki Küçük Eskişehir bölümünü gördük.

20 yıl önceki fuarın etrafı ile şimdiki arasında değişimler olmuş. Tabi 20 yıl önce gittiğimizde, gezimizde bize kimse ilgilenmemişti. Şimdi gittiğimizde hele hele Eskişehirliyiz dediğimizde gösterilen ilgi bizi hem mutlu etti hem de onurlandırdı.

Tabi ki bu ilginin en büyük payı Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ve Eskişehir’de yaptığı değişimlerdi. Kısa süreli olsa da Büyükerşen ile İzmir Fuarının girişi ve içinde yürüyüş yaptık.  Gören İzmirliler etrafını sarıyor, kimisi hal hatır soruyor kimisi cep telefonu ile fotoğraf çektirmeye çalışıyordu.

Bazıları ise; ‘Hocam İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı ol’ diye istekte bulunuyordu. Fuarın içine girdiğimizde Eskişehir standı ‘görkemliği’, ‘sanatı’ ve ‘şehir’i size hemen hissettirdi. Bize ayrılan bölümü gezdiğinizde inanın kısa bir Eskişehir turu atmış sayılırsınız.

Bir çok ilçe belediye ve kurumların  stantlarında ziyaretçi beklenirken bizim standa ziyaretçiler dolup taşıyor.

 

Ziyaretçiler sürekli hatıra fotoğrafları çektiriyorlar, self yapanlar da…  ‘Küçük Eskişehir’de ki ziyaretçilerle konuşma olanağı da bulduk.

Hoca’ya olan hayran ve sevgileri gözlerinden anlıyorsunuz.

Bizimde ‘Eskişehirli’ olmamızdan ‘ayrıcalıklı’ kişi olarak görüyorlar.

İzmirlilerle konuşurken gerek fuar içinde gerekse Kemeraltı Çarşısı’ndaki esnafların ilgisi gerçekten büyük. Eskişehirliyiz dediğimizde hemen laf atılıyor. Eskişehir’in güzelliğinden söz ediliyor.  Öyle ki artık İzmirliler ile Eskişehirliler çoktan gönülden ‘kardeş’ olmuşlar.

Eskişehirli olmaktan mutluluk hissettik. Onur duyduk.

20 yıl öncesi İzmir ile Eskişehir’i kıyasladığımızda; İzmir’in değişimi yavaş yavaş ama Eskişehir’in değişimi çok hızlı olmuş. Yıllar öncesi bizler İzmir’e hayrandık, hani oralara gidip gezmek hatta kalmaktı. Şimdi ise İzmirliler, biran önce Eskişehir’i görmek ve yaşamak istiyorlar.

Eskişehir’in güzelliğinden ve bugün geldiği itibarı nedeniyle öncelikle Büyükerşen’e teşekkür ediyorum. Katkıda bulunan belediye başkanlarına, proje üreten mühendis, mimarlarına, işçilerine, kısacası emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

 İzmir Fuarı’na ‘Küçük Eskişehir’i kuran Eskişehir Büyükşehir Belediye Genel Sekreter Yardımcısı  Oğuzhan Özen ve belediye çalışanlarına ayrıca teşekkür etmek gerekiyor. Başta Özen ve çalışanların ‘Küçük Eskişehir’i kurmak için iki gün uyumadan çalıştığını öğrenince bu emeğin değeri daha da arttı. Küçük Eskişehir projesi, yapımı ve kurulması tamamen Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin atölyelerinde gerçekleştirildi.

Artık ‘Küçük Eskişehir’i il il gezdirelim.

 

++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

 

TOPRAĞA DÜŞEN HER CAN YÜREĞİMİZİ YAKMALIDIR

 

Dağlıca’da kurulan pusu sonrası 16 askerimiz şehit oldu. Toprağa düşen ‘canlarımız’ için yeni ağıtlar yakılacak. Yorumlara bakıyorum; adeta ‘savaş çığırtkanlığı’ gibi.  Oysa ölenler biziz. Madem okumuyorsun, gözlemlemiyorsun, araştırmıyorsun. Savaş, barış ve şehitler üzerine 'söz' söyleme... Herkes birbirini suçluyor. 'Kimin öldüğünü', 'kimin öldürdüğünü' söylemekten, konuşmaktansa 'Bizi kim öldürüyor, bizi birbirimize kimler öldürtüyor?" sorularına kafa yoralım. Bunu düşünmeye başladığımızda toprağa düşen her 'can'a canımız yanacaktır. İşte o zaman 'acıyı' sadece; ocağına ateş düşen aileler değil hep birlikte acıyı çekeceğiz. O zaman hep birlikte 'acımızı' haykıralım.