1 yıl oldu, o güzel gülüşünü yüreğimize kazıyarak gidişin.

Katillerin, kaçacak delik ararken, sen milyonlarca yürekle birlikte sokaklarda dolaşıyorsun.

Seni uğurlarken, Eskişehir caddelerinde, yüreklerimiz isyanda, gözyaşlarımızda isyan çiçeklerini suluyordu.

Hasret Gültekin’in dediği gibi;

“Toprağı

ve hayatı,

sıkı tutmalı bileği.

 Hele seni...

 Çürük toprağımın

 solmaz çiçeği...”

Milyonlarca insanın solmaz çiçeği oldun.

Öyle gülüyorsun ki; bazen hüzünleniyorum, yüreğim burkuluyor. Ama bilesin ki İsmail, en çok gülüşünü, direnişlerde anımsıyorum.

Barikatlarda; ‘gülüşünü’ yüreğimden alıp fırlatıyorum.

Gülüşün; katilleri, sistemi savunanları, duyarsızları ve sessiz kalanları çok korkutuyor.

Leman Sam, bugün resmi sayfasında seni anlatmış:

“Ali'yi gördüm rüyamda; o beni çok yaralayan sözlerle girdi rüyama, 'vurmayın öldüm'...

 

Yaşıyordu henüz; öbür çocuklara yanarken her gün onun uyanmasını bekliyorduk... Silinen kayıtlardaki katiller sürüsünden bihaberdik. Hasan Gülcü adındaki kendini doktor sanan hainin Ali'ye yani daha önce kalp ameliyatı geçirmiş çocuğa bir kas gevşetici vererek başından savdığını da bilmiyorduk. Ekmek gibi kutsal bir yiyeceği üreten fırının sahiplerinin gözü dönmüş caniler olduğunu ve onların elinden çıkmış ekmeği yemiş olabileceğimizi bilmiyorduk. Bu rüyayı gördüğümde henüz Ali'nin o çocuksu odasını görmemiştim, annesini babasını ve ağabeyini de... Ali'nin annesi bir sivrisineği öldürmek istediğinde 'yapma onun da yaşamağa hakkkı var' diyerek karşı çıktığından haberimiz yoktu ve kaykay yaparken çekilmiş fotoğrafını da görmemiştik henüz.

Sonra Ali gitti... Kaykaylı fotoğrafını Mağusa türküsü eşliğinde izledik, içimiz yandı. Ali, o güzel yüzüne çok yakışan sakalının keyfini süremeden, mezuniyette kep atamadan, askere gidemeden ve evlenip çoluk çocuğa karışamadan gitti...

Ali'yi gördüm rüyamda; 'vurmayın öldüm' diyordu...”

“Ne güzel gülüyorsun Ali İsmail…”

Eskişehir sokaklarında gülüşün kol geziyor…

Turgut Uyar’ın dizeleri gibi; “Bir çocuğun gülüşünü görüyorum nereye baksam..”

ŞABAN BAĞCI