Es Gazete’de yazdığım yazının okunma sayısını Mustafa Yıldırım’dan öğrenince şaşırdığımı ifade etmek zorundayım. İnternet medyasının medyanın geleceği olduğu, ünlü Newsweek dergisinin yazılı basımı bırakarak sadece internet gazetesine dönüşmesinin bu fikre delil yapıldığı yazılar okumuştum.Yerel bir internet gazetesi olan Es Gazete’de yazılan yazımın yüksek okunma oranını medyada beklenen gelişmelerin işaretlerinden biri olarak değerlendiriyorum. Sadece haberin yanında olan gazetecilik dilini koruduğu  ve  haberden başka  kaygı gütmemeye devam ettiği müddetçe Es Gazete  yerelde olup biteni öğrenmek için ilk başvurduğumuz kaynak olmayı başaracaktır.

İlk yazıma yönelik yoğun tepkileri sadece okunma sayısından anlıyor değilim, bana telefonla ulaşan pek çok arkadaşım yazımda üzerini flulaştırıp çizdiğim portreyi sordular. Eylemci gençlerden telefonuma ulaşanlar AVM gölgesi, Efes Pilsen çadırı eleştirilerimi sorguladılar. Kardeş iyi geçirmişsin diyerek tebrik edenler de oldu. Flu portrenin kime ait olduğunu bilenlerin soranlardan çok olduğunu ve yazımdaki tespitlerime katıldıklarını da sizlerle paylaşmak isterim. Eylemci gençlerin ise açtıkları telefonda istediklerini iddia ettikleri özgürlükten daha çok yazı ve düşün özgürlüğüme tahammülsüz cümleler kurduklarını üzülerek gördüm. O yaşlardan geçmiş bir ağabeyleri olarak bugün sergiledikleri aşırılıkları yarın terk edecekleri, hatta üzüleceklerini bilerek onlara kızmıyorum. Ama kızdıklarım var hem de onlara öyle çok kızıyorum ki;

Hayır hayır… kızdıklarım gençler kızdıklarım bu gençleri kendi karanlık emellerine alet etmeye çalışanlar, onları kışkırtarak menfaat devşirmeye çalışanlar. Kim bunlar sorusunu sorduğunuzu duyar gibiyim, hatta belki bazılarınız lafı geveleme de söyle bile diyordur. Merak etmeyin yazacağım. Mahallemizin kahvesinde ne olacak bu memleketin hali diye sohbet ettiğim bir dostumun sorduğu soruların ardından aktardıkları hakikaten sizleri de şaşırtacak…

Öncelikle bu dostumun çok geniş ve renkli bir çevresi olduğunu söylemek isterim. Bu geniş ve renkli çevre ondan hep çok ilginç şeyler duymama neden olmuştur. İlerleyen zaman içersinde yorum ve aktardıklarının doğru çıktığını görmesem bunları sizlerle zaten paylaşmam

Ağır ağır çayını yudumlayan dostum dedi ki, Eskişehir’in ortasında cadde işgal eden gençler kendilerine maddi bir destek olmasa orada varlıklarını sürdürmeyi ne kadar başarabilir. Bu soru karşısında hesap yapmama fırsat vermeden konuşmasına devam etti. Üç günden fazla dayanamazlar, terör örgütü niçin dağda hep 5 bin adam bulundurur çünkü bakabileceği adam o kadardır. Yani eylemlerin sürdürülebilirliği sağlanan ve bulunan ekonomik güçle doğru orantılıdır”dedi.Tepebaşı Belediyesinin desteği malum dediğimde ise yarın belediyeye sorulsa bu desteğini inkar eder. Zaten bu tür işlerde kılıf hep vardır dedi.

Gözlerini kısıp sesini, toklaştırarak biliyor musun Silivri’de tutuklu bir komutanın yakın bir akrabası Eskişehir’de  yoğun faaliyetleri olan bir işadamı ve son zamanda bu yoğunluğunu iş sahası dışındaki faaliyetlere yönlendirdi. Nasıl yani bu eylemlerle ilgisi ve desteği mi var soruma toplum mühendisliği her meslekten insana cazip gelir Muammer bey, şehirleri, yapıları şekillendirirsen sadece bugün kazanırsın ama  nesilleri  şekillendirme ve yönlendirme içinde olmak her zaman kazanmak isteği içinde olmaktır. Her zaman olmayı kim istemez.Dün Eskişehir’in yerel gazetelerinde yayınlanan  kim tarafından verildiği belirsiz karanlık ilanla da bir ilgileri de var mı?Soruma gülüyorum sadece gülüyorum. Bu veya başkalarının  ilgileri olmasa toplumla irtibatı zayıf örgütlerin  işi olduğu malum ve maliyeti 3-4 bin lirayı  bulan bu ilanları verebilirler  miydi ?cevabını verdi.

Bu geniş ve renkli çevreye sahip  dostuma veda ederek sizlere bu yazıyı yazma hazırlıkları yaparken Es Gazetenin videoları arasında eylemci gençlerin yaptığı açıklama gözüme takıldı. Merak ederek izledim.Eylemciler adına açıklama yapan genç esnaflarla aralarının çok iyi olduğunu onlarla iyi geçindiklerini  esnafın kendilerinden bir rahatsızlık duymadığını anlatırken benim  ilk yazımda  yazdığım  soruyu  Mustafa Yıldırım eylemci kardeşimize yöneltiyor. AVM’ ye karşılar ama AVM önünde eylem yapıyorlar diye eleştiriliyorsunuz bu konuda ne diyorsunuz. Eylemcimiz  az evvel esnafla iyi geçindiklerini, esnafın kendilerinden bir şikayeti olmadığını söylediğini unutup. “Tam tersine beklide onların kızacağı şeyler yapıyoruz “diyerek kendi içinde çelişkilerle dolu bir açıklamaya imza  atmış .

Oysa bana ulaşan bilgi çok farklı esnaflar oldukça rahatsız, işlerinin sekteye uğramasından, çadırlardan çevreye yayılan pis kokulardan…Pis koku denilince aklıma geldi yazmazsam haksızlık olur. Bu halden mutlu olup devamını isteyenler varmış. Bölgede alkol satan bir büfe bir ayda sattığı birayı 2 günde satınca çılgına dönmüş. Şu sıralar alkol duvarını aşan taraftar gruplarının  sıklıkla söylediği “Atam izindeyiz. Rakı içiyoruz bira içiyoruz sirozdan öleceğiz” tezahüratını dilinden düşürmüyormuş.Bu bilgiye nereden mi ulaştım.Benim çevresi geniş ve renkli dostlarım bir tane mi?