Varyemez amca sıkı bir aile dostumuz, bir akşam eşiyle birlikte bize yemeğe geldiler.

Bizim varyemez yaptığı iş dolayısıyla çok iyi para kazanan, aynı zamanda mülk zengini, bir çok kira geliri olan, ancak cimrilikten yurt dışına yaptığı kısa iş seyahatlerini gezmekten sayan ve insanın içini bayıltana kadar da sürekli kendinden bahseden bir şahsiyet. Tek iyi bir tarafı var beni çok sever ve eleştirilerimi ciddiye almaz ama almış gibi görünür.

Efendim bu zat-ı muhterem 60 yaşında...

Akşam yemeğinde sohbet ediyoruz. Ne yazık ki; yine onun iç bayıltıcı muhabbetlerinden birine dahil olduk. Anlatıyor:

" Biliyor musunuz, 10 yıl sonra beni tanıyamayacaksınız."

" Hayırdır,  ne oldu, cinsiyet mi değiştireceksin? "

" Nalan çok fenasın! "

" Tamam tamam, ne yapacaksın peki? "

" Saçlarımı uzatıp arkadan bağlayacağım! "

" Yani,  kalan saçlarını! "

Biraz bozuldu ve bu sohbetten sonra bütün gece benimle konuşmadı ancak her zamanki gibi sonradan yumuşayıverdi.

***

İnsanoğlu gayriihtiyari, arzu ettiklerinin çoğunu başka bir zamana atar, erteler. Belki de sürekli erteleyerek hayatın akışını durdurabileceğine inanır. Ve bu inanç ölümlülerin ölümsüz olmak isteğine dair güzel bir yanılsama yaratır kim bilir?

Şöyle bir düşündüğünüzde hayatınızın her alanında ertelediğiniz neler neler olduğunu göreceksiniz. Eminim ki,  bir çoğunuz  için  bu bir alışkanlık olmuş vaziyette. Ertelemek bir yerde, keyifle yaşayacağınız her ne varsa hayatlarınıza vurduğunuz zincirler nedeniyle onları yaşayamamanız demek.

Varyemez Amca örneğinde olduğu gibi tüm erteleyişlerinizde ortada sahip olmanız gereken bir hayal  ve bir gün o hayale ulaşmak  arzusu bulunur. Ancak elinizi çabuk

tutmazsanız gün gelir fark edersiniz ki elinizde kalan hayalinizden ziyade geçip giden ömrünüz olmuş.  

***

"her şeyi, hep geciktiririz sonra,
düşünmüş ama yapmamış olduğumuz bir sürü şeyin
yükü, birden, aniden, tek bir günde, gelir,
yüklenir omuzlarımıza. "

...

***

Oruç Aruoba  dizelerinde hepimizin hislerine tercüman olacak şekilde böyle anlatıyor ertelemenin pişmanlığını. Ömrünü erteleyerek  tüketmekte nasıl da usta insanoğlu değil mi!

Peki neden erteliyoruz? Gelin şimdi erteleme nedenlerine göz atalım ne dersiniz:

Hayalini kurduğunuz istekleriniz için henüz erken deyip onları  ileri zamanlarda daha iyi gerçekleştirebileceğiniz düşüncesi vardır.  Ancak hepsinin arka planında karar vermekten korkmanız, karar aşamasında alternatifler arasında gidip gelmeniz, yaşadıklarınızı önemsememeniz, zamanınızı yanlış kullanmanız ya da becerememekten korkmanız yatar.

Sonuç olarak bütün bu mazeretler de yerinizde saymanıza yol açar. Öyle bir an gelir ki; artık ertelenecek bir hayatınızın kalmadığını fark ettiğinizde bedelini  pişmanlık  olarak ödersiniz. Oysa ki, yaşasanız da yaşamasanız da her şeye rağmen sürüp gider hayat ve geriye dönüp baktığınızda sadece pişman olup üzüldüğünüzle kalırsınız.

Sık sık duyarsınız, 'şu dünyaya bir defa geliyoruz,' şeklindeki  ifadeyi...

Keşke kıymetini bilseniz de size bahşedilen o bir kerecik hayatı doğru düzgün yaşama fırsatı bulabilseniz.

Naçizane Tavsiyem,

Saçınızı uzatıp 'at kuyruğu' yapmak mı istiyorsunuz? Kim ne derse desin hemen şimdi saçınızı uzatmaya başlayın.

Birini mi seviyorsunuz? Bunu söylemekten hiç çekinmeyin.

Çok özleyip görmek istediğiniz biri mi var? Ne bekliyorsunuz, hemen gidip görün.

Meraktasınız, kafanızda sorular, bir türlü soramıyorsunuz? Sorun. Cevapların sizi rahatlatmasına mani olmayın.

Her ne olursa olsun, siz siz olun, yaşayacaklarınızı ertelemeyin. Gücünüz, kuvvetiniz yerindeyken, size  yakışanı yakıştığı yaşta ve sağlığınız yerindeyken yapın efendim.

Sevgiyle kalın.