ANTRENÖR : Gerekli bilgiyi bilim ışığında sporcunun başarısı için kullanan daha sonra bu bilgileri spor becerileri ve strateji ile birleştiren ve farklı mizaçlardaki insanlara uygulayan, zihinsel, fiziksel ve teknik olarak sistematik ve formasyonel olarak yarışmalara hazırlayan, sporu meydana getiren unsurlarla uyum içerisinde çalışan kişidir kısaca.

Tanımda sıkıntı yok  evet  Türkiye'de uygulamada nasıldır. Antrenör başarısızlığın ilk sorumlusu yani günah keçisidir. Antrenör futbolcu gol kaçırırsa ilk bağırılandır. Antrenör   yönetimsel ve plansız transferden dolayı başarısızlıkta ilk istifaya çağrılandır. Antrenör kulüpten kovulunca boşta kalmamak için arkadaşının ayağını kaydırıp yerine geçendir. Antrenör bir sezonda 3 takım değiştirip aynı rakibe  3 kez farklı takımlarla rakip olabilendir. Antrenör takımın yıldız oyuncusu 90. Dakikada golü kaçırınca  şampiyonluktan olan takımın başarısızlık sebebidir. Antrenör aynı sezon içerisinde  gittiği 2 takımdan kovulup olmadı arkadaş sen bu antrenörlükte başarılı olamıyorsun gel bari Milli takımı çalıştır.  Türkiye’de  antrenör elinde kartvizitle 1. Lig takımı küme düşürüp Süper lig takımına imza atandır.

FUTBOL KULÜBÜ : Spor kulübü kurmak için önce 5253 sayılı Dernekler Yasası ve 31.03.2005 tarihli ve 25772 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Dernekler Yönetmeliğine uygun olarak Spor Kulübü Derneğini kurmak gerekmektedir.

Uygulamada ve yönetilmede nasıldır. Takımı kurmak kolay o takıma sahip çıkmak zordur. Bütün şehir arkandadır sana gönül verenler senin rengine bürünürler maç günleri. Stadyumda maç izlerken gol sevincini yanında hiç tanımadığına sarılmayı sağlar takım ruhu. Şehirle özdeşleşmiş renklere sahiptir kanını akıtsan o renkte akar. Onbinlerce taraftarı vardır takımla yatar takımla kalkarlar kısaca damarlarındaki kanın rengi takımın rengidir. Hafta sonları takımın maç durumuna göre eve misafir çağrılır formalar giyilir maç saati beklenir evlerde, galip gelmişsen sevinç neşe vardır evde. Mağlup olmuşsan hüzün vardır. Önümüzdeki maçlara bakacağız denir.  Kulüpler genelde borç batağındadır hatta ve hatta satılabilirler. Satışa çıkartılan kulüplerin örnekleri bile  var.   

SPORCU : Eskiden pop veya rock şarkıcısı olmak çok havalıydı. Şimdi ise futbolcu olmak çok havalı oldu.

80'li Yılların döneminde arzı endam etmiş gerek futbol mantelitesi gerekse dış görünüşleri ve vücut yapılarıyla Selçuk Yula, Fatih Terim, Müjdat Yetkiner, Cingene Arif, Zafer Tüzün, Metin, Ali, Feyyaz gibi isimlere  gene 80 li yılların ortasında Uğur Tütüneker, Erhan Ünal, İlyas Tüfekçi, Erdal Keser  gibi gurbetçi futbolcuların katılmasıyla kulak üstü favorilere, formanın yakasından dışarı çıkartılan altın zincirler gibi unutulmaz olmuşlardır. Bu dönemin futbolcularının özelliği tıknaz olup teknik direktörlerin gösterdiği mahali asla terk etmemeleri isimlerinin yazılı olduğu altın kolyeyi forma üstüne çıkarmalarıdır. O yıllardan günümüze kadar birçok şey değişti kıyafet, araba modeli, giyim tarz vs değişmeyen bir şey varki  o günde çok paralar kazanıyorlardı bugünde kazanıyorlar. Futbolcularımızın çok fanatiği vardır, en lüks arabalara biner en iyi yerlerde oturur, mankenlerle takılırlar evet çünkü onlar birer idoldür.

YÖNETİCİ : Kısa ve net Paran varsa Başkan olursun.