Önceki akşam televizyonda izledim Beşiktaş Belediyesi’nin temizlik işçilerinin korosunu..

Faraşı, süpürgeyi bir kenara bırakan temizlik işçileri meydanda Beşiktaşlılara ‘türkü’ ziyafeti sundu.

Herkes beğendi işçileri…

Seslerini, yorumlarını…

Kalabalık bir ‘koro’ydu temizlik işçileri…

Söyleyen de enstrümanları çalanlar da işçiler…

Bunları izlerken Tepebaşı Belediyemizin temizlik işçilerinin bandosu aklıma geldi..

Onlar genelde başta çöp konteynler olmak üzere bir çok malzemeyi enstrüman olarak kullanarak bir parça parçayı icraat ediyorlar…

Öyle beğenildi ki, özellikle 1 Mayıs İşçi Bayramında konser verdiler, diğer illerdeki festivallere davet edildiler.

Herkes beğendi işçileri….

İşçi koraları yıllar öncesine dayanır.

Hatta, İşçi Birlik Cephesi adı altında şarkı bestelendi.

Söz: Bertolt Brecht (1934),  Müzik: Hanns Eisler (1935)

Şarkı, 1934 senesindeki ilk müzik olimpiyatları için, politik tiyatronun kurucularından Erwin Piscator’un isteği üzerine, epik tiyatronun kurucularından Bertolt Brecht tarafından yazıldı.

Şarkı sözlerinden bir demet sunayım…

"İnsan, insan olduğundan,/Acıkan karnı doymalıdır./Boş laflarla karın doymaz,/Yiyecek ekmek olmalıdır./Marş, sol ki üç!/Marş, sol ki üç!/Arkadaş, yerini bil…/İşçinin sınıf cephesine gir,/Çünkü sen de bir işçisin./İnsan, insan olduğundan,/Ezmekten, ezilmekten nefret eder./Ne altında köle ister,/Ne üstte efendiye boyun eğer./(..)"

Beşiktaş Belediyesi işçileri, çalışırken de türküler söylüyorlar…

Hani işçi marşı falan söyleseler herhalde ‘toplantı, yürüyüş, gösteri kanunu’na muhalefete takılabilirler…

Cem Karaca’nın söylediği Tamirci Çırağı şarkısı aklıma geldi.

“işçisin sen işçi kal,…”

Yani anlatmak istediğim, işçinin yaptığı her şey güzel oluyor…

İnanın, işçinin iktidarında da her şey güzel olur….