Rüyamda yine İstanbul’daydım.
Üsküdar üniversitesinde, büyük bir salonda, psikolojide “vaka analizlerinin” konuşulduğu önemli bir seminerde.
Salonda, semineri veren hoca, o günün konuğu olan bir genç, psikologlar, danışmanlar ve konuya ilgi duyan bir grup insan vardı…
Hoca salondakilere sordu : “Aranızda hiç ayrılık acısı çeken oldu mu? “
Salondakilerin yarısına yakın bir bölümü “evet” diye elini kaldırdı.
“Peki ayrılığı acı olarak görmeyeler, hiç çekmeyenler?” Diye sordu, onlar sadece birkaç kişiden oluşuyordu.
Salonun diğer yarısı ise duygularını gizleyen, ya da o an için paylaşmak istemeyen bir gruptu...
***
Konu “ayrılık sonrası travma” idi..
Önce travmanın ne anlama geldiği konuşuldu, sonra da nedenleri...
Hoca yakın geçmişte ayrılık acısı yaşamış konuk gence sorular sordu.
Genç tüm samimiyetiyle verdiği cevaplarla sevgilisinden ayrılmanın verdiği acıyı salona hissettirdi.
Onun için artık hayatin bir anlamı kalmamıştı.
Uzman hoca ona nasıl yaklaşılması gerektiğini, hangi soruların yöneltilebileceğini, terapilerden nasıl verimli sonuçlar alınabileceğini anlattı.
Seminerde hocanın verdiği en önemli mesaj ise şuydu;
Her insanın ayrı bir dünyası vardır, herkesin kişiliği de farklıdır, yaşadığı sorunlar da...
Danışana doğru terapi yöntemini uygulamak için öncelikle ona çok iyi odaklanmak gerekir.
İç dünyasına bakıp hislerini anlamak, ya da anlamaya çalışmak...
Yani doğru yolu, uygun tekniği bulmak için ilk şart buydu.
***
Konu ne olursa olsun, hayatta başarmak için yine doğru yolu bulmak gerekmez mi?
İlk önce kendimizi tanımak.
Neleri sevmediğimizi, nelerin bize mutluluk ve haz verdiğini keşfetmek.
Sevdiğimiz işi yapmak...
Sevmediğimiz şeylerden ise uzak durmak...
Seminerden çok şey öğrendim.
Bildiğim şeyleri de tekrar gözden geçirip gelecek yaşamda bana faydalı olabilecek teknikleri beynimde yeniden canlandırma fırsatı buldum.
Öğrenilen her yeni şeyle insanın hayata bakış açısı değişiyor.
***
Birden uyandım!
Aslında yaşadıklarım rüya değil, gerçeğin ta kendisiydi..
Benim mutluluğum öğrenmekti..
Her gün yeni bilgiler edinmek.
Öğrendikçe en güzel rüyaları görüyor, en güzel hayallerle yaşıyordum.
Eğitimin, öğrenmenin önemini bir kez daha anladım.
Rektörümüz, Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın da dediği gibi “eğitimle çok şey değişebiliyor.”
Eğitimle bir toplumun kaderi bile değişiyor!
Öğrenme Psikolojisi derslerinden aklımda kalan şey zil sesiyle Pavlov’un köpeklerinin salyaları değildi.. Koşullanma sonrası davranışlarımız, güncel hayatta farkında bile olmadan nelere bağlandığımız, pek çok pozitif ve negatif olgular...
Örneğin televizyon izlerken beynimize nelerin girip oraya yerleştiği.
Eğitimin insanda ne gibi değişiklikler yaratabileceği...
Eğitim insanların da, toplumların da kaderini değiştirebilecek olan en güçlü anahtardır.
Bu anahtarı doğru kullanmayı becerirsek açamayacağımız hiçbir kapı yoktur.
Birgul KAPAKLIKAYA
01-12-2014
Brüksel