Hafta sonu Eskişehir’imizin şirin ilçesi Sarıcakaya’ya giderken Bozdağ’ın zirvelerinde gördüğüm yoğun çalışmalar karşısında şaşkınlığımı gizleyemedim.

Dağın zirvesinde bulunan Karaçobanpınarı ve Avlamış Mahalleleri (Köy) arasında beton mikserlerinin biri gidip diğeri geliyor. Kamyonlar hafriyat taşıyor Greyderler, Excavatörler, Silindirler vb. arı gibi çalışıyorlardı.

Sayısını bilmediğim onlarca İş makinesi ve kamyonların çalışmalarını gördüğümde yapılan işin niteliğini öğrenmek için aracımın yönünü çalışma alanına doğru çevirdim.

Taşlı topraklı yollardan geçip inşaat sahasına ulaştığımda yeni yapılmış geniş yollar, silindir kesitli derin kazılar, tonlarca demir donatılı temel kalıpları, kablo kanalları ve daha niceleri…

Mesleğim gereği şantiye yaşamına ve iş makinelerinin çalışma sistemine alışık olan gözlerimle, Bozdağ’ın tepesinde ki bu manzaranın anlamını çözmeye çalışırken karşımda geniş arazide süren çalışmaları birkaç dakika izledim. 

Yabancı olduğumu fark etmiş olacaklar ki başlarında baret, üzerlerinde renkli iş elbiseleriyle yanıma yaklaşan yetkililerle tanıştıktan sonra cevabını merak ettiğim soruyu sordum!

Yüklenici firmanın şantiye şefi olduğunu sonradan öğrendiğim genç, dinamik ve güler yüzlü Muhammet Bey, anlattıklarında belli ki bu alanda hayli tecrübe sahibi.

Değişik illerde benzer şantiyelerde çalıştığını söyledi.

Yeşillikler içinde arı gibi çalışan ekibinin verdiği rahatlıkla,açık alanda güneşin yüz rengini ağarttığı tebessümle “Kartal Rüzgâr Enerji Santrali” yaptıklarını anlattı.

Sahaya hakim bir tepeden bir yandan izlediğimiz çalışmalar ile detaylı bilgiler alırken açık ve güneşli gökyüzündeki kuşlar ilişti gözüme.

Kendilerini rüzgara bırakmış süzüldüklerini gördüğümde aldığım cevapla  benimde içimdeki sevinç güvercinlerinin havalandığını hissettim.

Muhammet Bey çalışmalarla ilgili teknik bilgiler verirken bir ara gözlerim yerden yaklaşık 100 metre yükseklikte kalınca teller üzerinde uzanmış ayakları hiç durmadan bisiklet sürer gibi hareketli, telleri birbirine bağlamaya çalışan iki işçiye takıldı. Sirklerdeki cambazlardan farkı yoktu yaptıklarının. Dengeyi sağlayıp tel üzerinde durmak her babayiğidin yapacağı iş değildi. Ama ne yaparsın ekmek mücadelesi işte. İçim ürperdi.

Eskişehir sınırları içinde ilk kez böyle bir çalışmanın yapıldığını ve artık bu kentte de rüzgâr güllerinden elektrik üreterek ekonomimize katkı sağlayacağını öğrendiğimizde her vatansever gibi bizde heyecanlandık. Mutlu olduk.

Bu müthiş çalışmaya derinlemesine dalıp gitmişim!

Eskişehir’den Bozüyük’e ya da İzmir’e giderken yolun karşı yamaçlarında bulunan yüksek rakımlı tepelerde hiç durmadan dönüp duran beyaz renkli rüzgâr gülleri geldi gözlerimin önüne… Kendi hallerinde yaz-kış dönüp durdukları. Ekonomiye sağladıkları katkı.

Enerji üretiminde dışa bağımlı olan ülkemizin gelişip güçlenmesi için bu güllerin Anadolu’nun tüm sathında yayılıp, sayılarının arttırılması gerektiğini  düşündüm birkaç dakika.

Yenilenebilir ve milli kaynağımız olan rüzgarların vatanı Anadolu coğrafyası. Başı dumanlı dağların rüzgarı hiç eksilmez.

Milli Ekonomimiz ancak bu doğal kaynakların devreye girmesi ile mümkün olabileceğini hayal ettim. Bu aziz milletin kurtuluşunun kendi öz yeraltı ve yer üstü kaynaklarının harekete geçmesiyle/ekonomimize kazandırmamızla mümkün olabileceğini bu sayede dışa bağımlı olmaktan bir nebzede olsa kurtulabileceğimizi içimden geçirdim.

Yolculuk ve ziyaretten sonra meşe ağaçlarının yeşile boyadığı Bozdağ’ın zirvesinde bu manzarayı gördükten sonra yazmaya karar verdim. Eve dönünce rüzgar enerjisi üzerine yapmış olduğum araştırmalarda gördüm ki, rüzgâr enerjisi tesisi ülkemizde ilk olarak 1998 yılında İzmir’de kurulmuş. Tam 22 yıl önce.

Ancak aradan geçen 22 yılda yapılan yatırımlarla ülke genelinde devreye alınan 195 santralimiz mevcut. Bunlardan bir kısmı henüz lisans kurulu gücü kadar kurulu güce erişmemiş olup inşası halen devam etmekte. İnşallah en kısa sürede devreye girerler.

Rüzgâr türbini bir diğer ismi ile Rüzgâr Gülü; yüksek basınç alanından alçak basınç alanına doğru oluşan hava akımının yani rüzgârın kinetik enerjisini önce mekanik enerjiye ardından elektrik enerjisini çeviren sistemlere rüzgar türbini deniyor sevgili okuyucular.

Konu üzerinde incelememizi biraz daha derinleştirip dünyaya baktığımızda rüzgâr enerjisi ile elektrik üretimi yapan 100'den fazla ülke var.

En fazla rüzgâr enerjisi kurulu gücüne sahip olan ülkelerden Çin İlk sırada, Amerika Birleşik Devletleri ikinci ve Almanya üçüncü sırada bulunuyor.

Türkiye, rüzgâr enerji santrali kurulumunda Avrupa'da 7'nci, Dünyada ise 12'inci sırada bulunmaktadır.

Ülkemizin rüzgâr haritasına baktığımızda dünyada ilk sıralarda olmamız gerekiyor.

Türkiye’de ise en fazla rüzgâr enerjisi santrali olan illerimiz Balıkesir, İzmir ve Çanakkale’dir.

Ülkemizde 2019 verilerine göre Rüzgâr enerji santrallerinden üretilen elektrik ile toplam elektrik ihtiyacımızın %7,40 ’ı karşılanıyor

Evet ilk defa Eskişehir’de kurulum çalışmaları hızla devam eden çalışmalara dönersek, proje hakkında bazı bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bozdağ’ın zirvesinde yakın zamanda faaliyete geçecek olan santral, 48 mw mekanik güce, 39 mw elektrik üretimi lisansına sahip.11 adet olacak rüzgâr türbinleri türbin başına 400 m2 temel inşaatına ihtiyaç duymakta olup güvenlik nedeni ile diğer santrallerde de olduğu kanat çapının iki kati çapa sahip bir arazinin kamulaştırması ile kuruluyor.

Yani 75 metre kanatlı bir türbin 150 metre çapında dairesel bir arazinin kamulaştırması üzerine yapılıyor.

Bunun amacı ise kışın kanatta oluşabilecek buzlanmanın türbin çevresine zarar vermemesidir ki bu iklim olarak sert illerde görülür türbin kendi çapı en fazla 6 metre olup normal arazide yer kaplamaktadır.

Eskişehir’de türbin alanları yolları birlikte toplamda 300 dönümlük bir arazi üzerine kuruluyor.

Montaj ve inşaat isleri sırasında yaklaşık 150 ila 200 personelin çalıştığı tesisin enerji toplanma bölgesi olan “şalt sahası ve kumanda binası” inşaatında bu tesisin içinde mevcut olacak şekilde projelendirildi.

Aklınıza şöyle bir soru geldiğini düşünerek yetkililere sordum. Çevreye ve doğaya santralin olumsuz etkisi var mı? Aldığım cevap çok netti.

Kesinlikle hayır. Tesis doğal kaynak olan rüzgârdan enerji üretecek olmasından dolayı doğaya zarar vermesi asla düşünülemez.

Özellikle yöre halkının merak edip sorduğu “radyasyon yayar mı? Yer altı su miktarlarını etkiler mi? “

Sorularının da cevabı netti.  Doğa dostu olduğu için “Hayır”.

Maliyeti yüksek olan rüzgâr enerji santralleri türbin modelinden yapıldığı yerlerin şekline/cinsine göre megawatt başına ortalama fiyatı yaklaşık 1 Milyon dolar civarı.Tesisin kurulum maliyeti 50 milyon doları buluyor.

Tesis kurulurken alınan kredi tesisin çalışma kapasitesine göre kendini 5 ila 10 yılda borcunu ödemesi hedefleniyor. Yap-işlet-devret modelinde olan bu tesis tamamen Enerji Başkanlığımıza ait.

Enerji alım garantisi kapsamına göre inşaatın 31 Ekime yetişmesi için gece gündüz çalışmalar sürüyor.

Öncelikle ilk 4 türbini bu tarihe kadar yetiştirip geri kalanları ocak ayına kadar devreye alınması hedefleniyor.

Çok yakında Eskişehir’den Bozdağ’a doğru baktığımızda ortalama 120 Metre yükseklikte olacak rüzgâr güllerini görmüş olacağız.

Kurulum tesisi bittiğinde1 MW yaklaşık 2 bin haneyi enerjilendirmeye yeter ki bu tesis 78 bin haneyi karşılayacak olup oda yine yaklaşık olarak 300 bin nüfuslu bir yerleşkenin enerjisi demek. Aşağı yukarı Odunpazarı İlçemizin toplam elektrik enerji ihtiyacı bu tesisten karşılanmış olacak.

Netice olarak Eskişehir’imiz tarihinde ilk kez rüzgâr gülünden üretilen yerli enerjiye çok yakın zamanda şahit olacağız. Şehrimize şimdiden hayırlı olsun.