İşe giderken annesiyle, babasıyla, eşiyle ve çocuklarıyla ‘helalleşen’  maden işçilerinin yakasına yapışan ‘ölüm’ kader değildir.

İşçinin kaderini, dini imanı ve vicdanı olmayan, sadece ‘kar’ peşinde koşan sermaye ve sermayenin, sömürü düzenini savunan iktidarlar belirler.

Kaderlerini başkalarının eline bırakanlar; yoksul olurlar, sömürülürler. Evin kirasını, temel tüketim maddelerini bile alamaz hale gelirler, sefalet ücreti ile yaşanmaya mecburi  kalırlar.

Din üzerinden ‘kader’ diyerek veya ‘Allah’a havale’ ederek gerçekleri kapatılamazsınız…

Soma’daki maden faciası ve katliamdan sonra, başta başbakan olmak üzere muhalefet parti liderleri Soma’ya geldi. Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı da…

Yetkililer; orada ölen maden işçilerinin yakınlarının çığlıklarını duyabildiniz mi?

4 günden beri televizyonlarda maden işçilerin yakınlarının çığlıkları arasında  öykülerini dinliyoruz.

Başbakan’ın ilk incelemelerden sonraki basın toplantısında El cezire muhabirinin Başbakan’a sorduğu soruyu ve verilen yanıta bakınız…

"Bu kadar tehlikeli iş yapıp da böyle bir kazaya hazırlıklı olmayan bir işletme nasıl olup da faaliyetlerine devam edebildi?" El cezire muhabirinin sorusu üzerine Başbakan’nın yanıtı:

“Bir gazeteci olarak dünyada kömür madenlerinin nasıl çalıştığını pek bilmiyorsunuz. Her halde Katar'da pek kömür madeni yok doğalgaz var ondan. Ben size şimdi bir kaç tane rakam vereceğim. Bakın bu ocakla ilgili Mart ayı sonunda yapılmış olan gerek sağlık ve güvenlik kontrolünde bu ocağın bu noktada işçi sağlığı ve iş güvenliği noktasında başarılı olduğu tespit edilmiştir. Bizim 1942'den 2010 sonuna kadar kazalardaki ölü sayılarına baktığımızda yaklaşık 900 civarındadır. Bunların içinde 1992 yılında Zonguldak'ta 263 işçinin öldüğü grizu faciası en büyük facia olarak kayıtlara geçti. Bunlar kömürde olanlar. İngiltere'de 1862 madende göçük 204 kişi ölmüş. 1866 grizu patlaması 361 kişi yine İngiltere. Belçika'da 1887, Fransa'ya geliyorum 1906 en ölümlü kaza ölen 1099... Japonya 1914'te 687 ölü... Mitsubishi kömür madeninde. Çin'de 1549 kişi ölmüş.. Yine Çin’de 1960'ta 684 kişi ölmüş... Japonya'da 1963'te 458 kişi ölmüş. Hindistan 1965 grizu patlaması... Bu ocakların bu noktada bu tür kazalar sürekli olan şeyler.”

Verilen tarihler  152  yıl önceden başlayıp 1963 yılına kadar diğer ülkelerde gelen maden ocağı kazalarından örnek veriyor?

Yani İngiltere’deki 1862 yılındaki madendeki göçükteki 204 kişinin( o dönemin koşullarını teknolojiyi düşünün)  ölümünden söz ediyor Başbakan.

Soma’daki maden katliamı ise 2014 yılı.

Gazeteci sorunun yanıtını alabildi mi?

Başbakanın açıklamalarını dinliyorum..

Klasik söylemler var:

“İnceleme ve araştırma başlatılacak, sorumlular cezalandırılacak. Devlet olarak maddi ve manevi olarak her şeyi yapacağız..”

Ben yine açıklamaları dinliyorum; aslında beklediğim sözler ne zaman söylenecek..

Yani; işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatının Avrupa’daki ülkelerin mevzuatı gibi olacağı,… Taşeron firmalar ile önlemler (bu sistemi kaldırmayacaklarını biliyorum), patronlara yönelik iş sağlığı ve iş güvenliği konusundaki yaptırımlar, Avrupa’daki gibi teknolojinin ve önlemlerinin alınacağı ve bunlara uymayan maden ocaklarına ruhsat verilmeyeceği… Yani bunları söyler mi diye bekledim.

Başbakan açıklamalarını sürdürdü:

Camilerde sela verilecek, hatimler indirilecek, Cuma günü  Diyanet’in maden işçileri ile ilgili vaaz ve mevlidler okunacak… (Milli Eğitim Bakanlığı bir İmam Hatip Liselere yazı göndererek hatim indirilmesi istemiş)..

Bunlar yapılabilir, ama söylenmesine gerek yok. Ama bunların söylenmesinin bir nedeni vardı. Bunu da siz bulun artık.

Bunları duyunca; ‘İşi yine Allah’a havale ettik’ demekten kendimi alamadım…

       ****                     ****            *****

Gelelim bir de sessiz kalanlar var. Hatta öyle ki ne basın açıklaması yaptılar ne de televizyonlarda ve gazetelerde görünmediler.

Hani; Mısır ve Suriye için orada yaşayanlar için gündem oluşturanlar var ya; hatta Cuma namazı sonrası cami önlerinde basın açıklaması yapanlar; nerede bunlar?.....

Mısır ve Suriye’deki insanlar için gözyaşı dökenler, bizim madencilerimiz için dökecek gözyaşları kalmadı galiba…

        ***                        ****            ****

Timsahların gözyaşları olmaz.