Haltere 1977'de, henüz 9 yaşındayken başladı. 15 yaşında Brezilya'da düzenlenen Dünya Gençler Halter Şampiyonası'nda iki altın madalya alarak şampiyon oldu. On altı yaşında rekor kırarak yine şampiyon oldu. Böylece halter tarihinde en genç dünya rekortmeni unvanını aldı. Kariyeri boyunca üç Olimpiyat Altın madalyası, yedi Dünya Şampiyonluğu ve altı Avrupa Şampiyonluğu vardır. Tam 46 kere dünya rekoru kırmıştır.1984 yılında (16 yaşındayken), silkme kategorisinde vücut ağırlığının üç katını kaldıran ikinci halterci olarak tarihe geçti.

Naim Süleymanoğlu bir Bulgaristan Türk’üdür.

1986 Melbourn Olimpiyatlarında 1983 - 1986 arasında gençlerde 13, büyüklerde 50 olmak üzere tam altmış üç rekor kırarken, yine bu dönemde Dünya ve Avrupa şampiyonalarında 52, 56 ve 60 kilolarda şampiyonluklar yaşadı. 1984, 1985 ve 1986'da dünyada yılın haltercisi seçildi. 1984 Los Angeles Olimpiyatları'na Bulgaristan'ın da Sovyet'lerle boykota katılması nedeniyle katılamadı. Bu dönemde Bulgar Hükümeti'nin Türk isimlerini yasaklaması nedeniyle adı Naum Shalamanov olarak biliniyordu.

Bulgaristan'daki bu baskılardan kurtulmak ve Türkiye adına müsabakalara katılmak için 1986'da Melbourne'de düzenlenen Dünya Halter Şampiyonası'nda Türkiye Büyükelçiliği'ne sığınarak Türkiye'ye iltica etti. Zamanın Başbakanı Turgut Özal Bulgaristan’a 1 Milyon Dolar ödeyerek Naim Süleymanoğlu’nun özgürlüğünü Bulgaristan’dan satın aldı.

Yani Naim Türkiye’ye geldiğinde çoktan tüm zamanların ve dünyanın en iyi haltercisi ünvanını almıştı. Bundan sonraki başarılarını biz satın aldık. O nedenle Naim’den çıkaracağımız bir Türk Sporu imajı yok. Kendisi özbeöz Türk’ dür ama becerisi Türk Sporuna ait değildir. Türkiye Naim’den hiçbir şey alamadı. Baştan ayağa siyasete bulaşmış ve ehil olmayan yöneticilere terkedilmiş bir düzende Türk Sporunun kendi yaratacağı hiçbir sportif başarı da olamazdı zaten.

Neden mi ? Buyurun…

25 Ocak 2013 2012 yılında İsrail'de düzenlenen Avrupa 23 Yaş Altı Halter Şampiyonası'nda 5 Türk sporcunun testlerinde doping kapsamına giren 'Stanozolol' maddesi bulundu. Bu gelişme üzerine dönemin başkanı Hasan Akkuş, tüm sporcuların numunelerini test edilmeleri için Köln'e gönderdi. Köln'den gelen cevap ise 16 numunenin tamamının dopingli olduğu yönündeydi.

1998 yılında Avrupa Şampiyonu olarak ilk uluslararası başarısını elde eden, 7'si altın olmak üzere toplam 10 madalya kazanan, 9 kez dünya rekoru kıran milli haltercimiz Şule Şahbaz, kas geliştirici anabolic streoid kullandığı tespit edilince 2004 Atina Olimpiyat Oyunları'ndan diskalifiye edildi.

2004 Atina Olimpiyat Oyunları. Halil Mutlu 56 kiloda, Taner Sağır 77 kiloda ve Nurcan Taylan da kadınlar 48 kiloda olimpiyat altın madalya aldılar. Sedat Artuç da 56 kiloda bronz madalya kazanarak halterde 4 farklı sporcumuzla podyuma çıkmamızı sağlamıştı. Ancak ilerleyen dönemde bu dört sporcumuz da doping kullandıkları gerekçesiyle uzun süreli cezalar aldılar.

2004 yılında altın madalya kazanan haltercilerimizden Halil Mutlu, Pekin Olimpiyat Oyunları'nda yarışmazken yine altın madalya kazanan Taner Sağır ve Nurcan Taylan ve bronz madalya sahibi Sedat Artuç sıfır çekti. Pekin'de madalya kazanan tek haltercimiz 48 kilodaki ikinciliğiyle Sibel Özkan oldu. Daha sonra Sibel Özkan da dopingli çıktı ve madalyası elinden alındı.

2012 Londra Olimpiyat Oyunları'na da Fatih Baydar ve İbrahim Arat, doping yaptıkları gerekçesiyle son anda kadrodan çıkarıldı.

Bunların hepsi Halter’de oluyor. Atletizm’de de durum aynı. Bizim gerçeğimiz bu’dur.Dünyanın en büyük haltercisi Naim Süleymanoğlu’nu yeni toprağa verdik. O büyük bir sporcuydu. Devlet erkanımız oradaydı.  Ama utanç verici hale gelmiş “Türk Spor” u lafını ağızlarından hiç düşürmediler. Naim Süleymanoğlu Türk Sporunun çok dışında ekstrem bir kişiliktir. Onun büyük başarılarından “Türk Sporu” diye bahsedilemez..