3.Eskişehir uluslar arası Opera Bale Günleri

3.Olan Opera Bale Günleri Eskişehirliler için bir şans ülkemizde başarılı tüm Opera Sanatçılarının Eskişehir ‘de izleme şansı veren Yılmaz hocaya teşekkür etmek borçtur.

 Tıka basa salon ve tüm izleyenlerin büyük bir haz aldığı oyun bir harikaydı. Birini izleme şansım oldu ve hiçbir yorum katmadan hikâyeyi sizlerle paylaşıyorum. Her biri ayrı, ayrı güzel olan büyük emeklerle hazırlanmış Opera ve bale günleri izleyemeyenler için büyük kayıp.

KARYAĞDI HATUN. 3 Perdelik Opera

Karyağdı Hatun EfsanesiAnadolu’nun çeşitli yörelerinde çok ufak farklılıklarla tekrarlanan bir ‘Kadın Eren’hikayesidir. Hiç ummadığınız yerlerde ufacık bir türbe,ağaçlar arasında kaybolmuş bir mezar olarak karşınıza çıkıverir. Efsane, kadın gücünü daha doğrusu ana olma isteminin şiddetini ve sırasında doğa kanunlarına bile bu güçle hükmedilebileceğini simgeler.

1.      Perde  500 yıl önce küçüçük şirin bir köyde bir düğün oluyordu. Kızın adı Yazgülü, oğlanın adı Canali . Düğün şenlikleri, şarkılar, türküler, oyunlarla kutlanmaktaydı. İnsanlar bir mutluluğu birlikte yaşamakta, sevmenin ve sevilmenin keyfini çıkartmaktaydı. Köy halkı, az veren candan verir çok veren maldan verir gerçeğini bir koronun heyecanlı birliği ile ifade ederek düğün armağanlarını yeni evlenenlere sunarlar. sevgililer bir birlerine vefa ve sadakat yeminleri ederler. birinci perde böylece Canali’nin selam evimin bereketi, selam gözümün ışığı, ağzımın tadı, helalim; gönlümün tatlısı seslenişleriyle bitirir.

2.      Perde mutlu bir evliliğin içtenlik dolu sesleriyle başlar. Yazgülüve Canali artık aşklarının ürünü olan bir çocuk istemektedirler. Yazgülü, Canali ye benim toprağım senin tohumun diye hatırlatır. Ama sonunda karar verirler ki bunu ancak tanrı bilir. Onun için kadın erkek tanrıya sormalı o ne derse olur. Tanrıya yakarırlar. Sonunda istemleri yerini bulmuş olur yazgülü hamile kalmıştır. Karı koca yalnız kaldıklarında mutluluğu daha rahat, daha bir içten yaşarlar. Yeni bir insan-yeni bir can ikisini de bu düşünceler sarhoş etmiştir. Ama bir gecenin ortasında Canali,Yazgülü nü sararmış,düşünceli,sinirli bir halde bulur.telaş eder sonra yalvarır. Yazgülü dertli dertli konuşur secdiğiyle; susadım der dereler aksa ağzıma diyorum herhalde aş eriyorum. Darılma bana diye yalvarır kocasına olmaz bir şey istiyorum .Kar.. Kar istiyorum. Ağustos ortasında kar… Canali,bir imkansızlığa düşüp titrer bir an sonra yollara adamlar çıkar,kar kuyuları ararlar.ama ne etseler nafile.. Gidenler elleri boş dönerler yaz ortasında kimse bir avuç kar bulamaz.

3.      Perde  yıldızların yine koca koca elmaslar gibi gökyüzüne takıldığı bir yaz gecesinde .Yazgülü’ nü bahçede yapayalnız.Tanrısına yalvarırken görürüz. ‘Kar istiyorum’ diye sızlanmaktadır. Dualar etmektedir hep kar istemektedir. Birden..Analık gücünün beklediği mucize gerçekleşir gökten lapa lapa kar yağmaya başlar.Karısını aramakta olan Canali bahçedeki manzarayı görünce şaşkına döner.Kar gerçekten lapa lapa yağmakta ve Yazgülü avuç avuç toplayıp yemektedir onları.

Sonra Canali’nin anası da olanları görüp koşar, karın soğuğundan buz gibi ve sırılsıklam olmuş gelinine sarılır. Ama ne yazık ki geç kalmıştır. Yazgülü hastalanır ve hastalık büyük bir hızla ilerler. Koronun ifadesiyle ‘Bir sonsuz beyazlık: karlar içinde. Bu bir mucize… Ama.. Bir sonsuz karanlık… Bir sonsuz karanlık ‘ arasında Yazgülü son nefesini verir.

Yazgülü’nün küçücük hikâyesi budur. Analık gücü olmazları olur etmiş ama şimdi kitabesinden okuduğumuz gibi’Acımasız kader bu çok nazik gülü toprağa göndermiştir. Koro bu gerçeği ‘Merhametin ve esirgemenle bulasın sürekli aydınlığı’ diye açıklar.

Karyağdı Hatun hem kadın gücünün bir simgesi olarak hemde mutluluğa dudak değdirmiş ama kanamamış kadınların acısını dile getirerek,yer etmiştir insanların yüreğinde. Özellikle kadınların.

Nezihe Araz.