Halk vardır, bir de önemli adamlar... Gözlerinde tefekkürün, inancın ve başarının parıltıları görünür. Onları görür görmez anlarsınız. Derindir bakışları. Kısılmış pürdikkat gözlerinde, kıvılcımlı anlamlar okunur. Maddenin, yolların ya da dağların ardındakini görür gibidirler. Diktir duruşları. Yanılsalar da yıkılmayacaklarını bilirler. Ama en küçük talihsizlikte yerle bir olur umutları. Yalnız şu var ki; halk gibi her şeyden etkilenmezler. Dehanın, sabırdan ibaret olduğunu bilirler.

     Dünyaya ve kendime şöyle uzaktan bakıp da düşünürüm bazı bazı. ‘Bu dünyaya nasıl faydamız dokunur? Bir amacı olmalı yaşamanın.’ Öldükten sonra da faydalı olanlar: hayırlı evlat yetiştirenler, insanlığa faydalı eylemlerde bulunanlar ve ilimle uğraşanlar. Bütün bunları düşünüp de yapanlar, insanlığa faydası dokunanlar. İnsanlığa faydalı olmak adına uğraş verenlere ne mutlu...

 

     Etten kemikten müteşekkil düşünceler tutuyor bizi ayakta… Başarmanın verdiği o gururumsu mutluluk yok mu?

 

     Arasak belki binlerce başarı timsali buluruz ama önemli olan yüreğimizdeki tılsım. Kimseler inanmasa da olacağını bilmek, olayların hesabına düşmek, benliğimizi buna adamak… Günleri, yılları ve saatleri o fikrin kucağında geçirip fikrimizi vücuda büründürmek…  Balzac’ın da dediği gibi “Düşünmek görmektir.” Öyle yaptı başaran kimseler, bugüne değin.

 

Ayşenur KAYA