Dünkü kongrede yeniden fark ettim ki; Eskişehirli seçmen, o gün verdiği oyun ağırlığını hâlâ yüreğinde hissediyor ve tek bir cümlede birleşiyor: Helal etmiyoruz

Dünkü kongrede yeniden fark ettim ki; Eskişehirli seçmen, o gün verdiği oyun ağırlığını hâlâ yüreğinde hissediyor ve tek bir cümlede birleşiyor: Helal etmiyoruz Dünkü İYİ Parti Eskişehir İl Kongresi’nde “Musavvat Dervişoğlu ile Ayşe Ünlüce arasında yaşandığı iddia edilen gerginlik” daha çok ilgi çekince İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu’nun yaptığı zehir zemberek açıklamalar da bir şekilde gölgede kaldı. Oysa dikkatle dinleyenler için Dervişoğlu’nun konuşmasında satır aralarına gizlenmiş güçlü bir öfke vardı. Önce “Gidenlerle ilgilenmiyoruz, kalanlarla mücadele ediyoruz” diyerek sakin bir tonla başlayan konuşması, ilerleyen dakikalarda bir anda sertleşti. “Nereye giderlerse gitsinler, cehenneme kadar yolları var” sözleri ile devem etti. Bu sözleri salondan "Hakkımızı helal etmiyoruz" çıkışları ile desteklendi, hem genel merkezin hem teşkilatların içinde birikmiş kırgınlık ve öfke böyle yankılandı.

Hepinizin bildiği gibi Nebi Hatipoğlu İYİ Parti’den seçilerek geldiği milletvekilliğinde; hızlıca AK Parti’ye geçmiş, bu geçiş öngörülse de İYİ Partili seçmende ve yönetimde şok etkisi yaratmıştı. Ve her ne kadar üstünden uzun bir zaman geçmiş olsa da Eskişehirli seçmen, o gün verdiği oyun hesabını hâlâ zihninde kapatabilmiş değil. Çünkü siyasetçiler unutmayı tercih edebilir ama seçmenin hafızası kolay silinmiyor. Hatipoğlu tüm bu eleştirileri duymamayı tercih etse de, Eskişehir’de birçok insan için o koltuk artık bir “emanet ihanetine” dönüşmüş durumda. Zaman geçse de o sitem, o kırgınlık eksilmiyor. Dün kongre salonunda yükselen “hakkımızı helal etmiyoruz” sesleri, aslında sadece bir siyasi partinin değil, bir kentin vicdanının yansımasıydı.

Siyasette yol ayrımları olur, fikir ayrılıkları da. Ama verilen sözler, alınan oylar, toplumun güveni öyle kolay harcanamaz harcanmamalıdır. Dünkü kongrede yeniden fark ettim ki; Eskişehirli seçmen, o gün verdiği oyun ağırlığını hâlâ yüreğinde hissediyor ve belli ki zaman geçse de bir tek cümlede birleşiyor: “Helal etmiyoruz.”