"İşte, bugün bir meclis kuruldu,/Sonra hemen padişah kovuldu./ Bugün 23 NİSAN,/ Hep neşeyle doluyor insan./ Bugün, ATATÜRK'TEN bir armağan,/ Yoksa, tutsak olurduk sen inan./ Bugün 23 NİSAN,/ Hep neşeyle oluyor insan."

Bu şiiri sanırım 20 yaş üstünü herkes bilir. İlkokulda bu şiir bağıra bağıra okunurdu; heyecan ve coşkuyla..

Şimdi insanın içi neşe dolmuyor.

Moğollar'ı "Dinleyiverin Gari"

"Baylar bayanlar/ Kayacak merdiven bulamayanlar/ Sizlere bir manimiz var dinleyiverin gari/ Paralar oldu yeşil mani/ Tanımıyor engel mani/ Yok insafı imani/ Bol keriz bol enayi ütüverirler gari/ Gari de gari gari,../(...)/ Kul hakkı yetim hakkı palavradır palavra/(...)/ Yeşili inekler yedi/ Denizi de timsahlar/ Hazineyi yamyamlar/ Memleketin içine ediverdiler gari/ Gari de gari gari/(....)/Ne şiş yansın ne kebap/ Diye diye olduk harap/ Kalmadı başka örecek çorap/ Ya Rabb bizim başlara akıl veriver gari/ Gari de gari gari/ Şimdi eller havada/ Oylar yandı tavada/ Yok eksilme cakada/ Cek caklı vaatlere tok karnımız gari/ Gari de gari gari/ Kıl olmadan dinleyiverin gari/ Gari de gari/ Hayret bir şey oluvermeyin gari/ Gari de gari/ Zilleri takıverip oynayıverin gari/ Gari de gari/ Şıkıdım da mıkıdım şıkıdım mıkıdım gari/ Gari de gari"

“Dinleyiverin Gari”; bir ay boyunca çalıştığın ücretin pazara, markete, ısınma ve barınma giderlerine yetmiyorsan insanın içi neşe dolmuyor.

Sendikalı olmak isteyen işçiler ve fabrikada ve işyerlerinde çalışanları patronlar zarardayız diye işten çıkarıyorlar insanın içi neşe dolmuyor.

Oğlun, kızın ve torunların üniversiteleri bitirip iş bulamıyorsa ve binlerce atamayı bekleyen öğretmenler olunca insanın içi neşe dolmuyor.

Yıllarca çalışıp hizmet verdikten sonra emekli maaşın ‘insanca yaşamana” olanak sağlamıyorsa insanın içi neşe dolmuyor.

"Aah, bu hayat çekilmez/ Aah, bu hayat çekilmez/ Sen, olmasan canım/Aah, bu çile çekilmez" diyor Erol Evgin bir şarkısında….

Her gün bir kadın öldürülüyorsa, şiddete, tacize ve mobinge uğruyorsa insanın içi neşe dolmuyor.

Ayrıcılık, toplum ve insanlar içine kin ve nefret tohumları ekiliyorsa insanın içi neşe dolmuyor.

Muhalif olduğun zaman ‘vatan haini’,’terörist’ diye suçlanıp haklarında soruşturma yapılıp yolları cezaevine düşüyorsa insanın içi neşe dolmuyor.

Salgın nedeniyle işyerlerini kapatan esnaflara, işten atılan insanlara karşılıksız para desteği verilmeyip insanlar borçları erteleyip yeniden borçlandırılınca insanın içi neşe dolmuyor.

İnsanlar adaletten yakınıyorsa, geleceğinden umut kesiyorsa insanın içi neşe dolmuyor.

Elim geldiğinde içimin neşe dolması için çaba harcıyorum ama olmuyor. Şiiri okumaya çalışıyorum ama Moğollar'ın "Bir şey yapmalı" şarkısı aklıma geliyor, mırıldanıp duruyorum…

"(...) Sanki onlar hancı/ Halkına yabancı/ Biz ise kiracıyız da/ Evden atmalı/ Birisi oy peşinde/ Öteki rant işinde/Kıyamet değilse bile/Bir şey kopmalı/(...)/ Yutmaya gelince/ Demir lokmayı/ Hileli terazi/ Han hamam arazi/ Konuşanı asi deyip/ İçeri tıkmalı/ Faili meçhuller/ Çöple beslenenler/Çalıp duran ziller/ Uyandırmalı/ (...)/ İnsan, insanım diyorsa/ Bir şey yapmalı/ Bir şey yapmalı hey/ Bir şey yapmalı hey/ Bir şey yapmalı hey,..."