Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sır(!) gibi sakladığı ve günlerden beri kamuoyu 30 Eylül Pazartesi gününe kitlendiği Demokrasi  Paketi’ni açıkladı.

Ak Partiler  bunu “Ülke ve millet açısından tarihi bir anı” olarak açıkladılar.

Bu paketten ne çıkacağını tahmin ediyordum. Ben şaşırmadım.

Muhalefet partilerinin bile ‘haberimiz yok’ dediği bir paketi de ‘demokratik’ diye sunmak  ne kadar doğrudur?

Bu ülkede yaşayan ve bu milletin bireyi olarak bende demokrasi paketimi açayım dedim.

Başbakan’ın dediği  ve yeni açıklanıyormuş gibi algılanan bir çok madde bu ülkede yıllardan beri konuşulan tartışılan bir sorundu.  Bazıları kağıt üzerinde ‘yasak’ anlamında bulunuyordu ama fiilde yaşanıyordu. Örneğin partilerde eşbaşkanlık…

Siyasi Partilerde devlet yardımı, baraj, Devlet yardımı, üyelik, farklı dil ve lehçelerde propangada, nefret suçuna ağır ceza, ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik kurulu. Yaşam tarzına saygı, lavyelere özgürlük, gösteri yürüyüşleri  kanununda değişiklik, köy isimlerindeki yasal engel ,… gibi konular yeraldı pakette.

Gelelim benim paketime:

“Kendi çıkarlarının işleteceği anlayışı içeren  demokrasi olmayacak.

Ana sıfından üniversite bitişine kadar eğitim parasızdır. Öğrencinin öğrenim giderleri devlet tarafından karşılanır.

Bu ülke topraklarında yaşayan her bireyin; doğumundan ölümüne kadar  sağlık hizmetleri ücretsizdir.

Okul ve üniversite girişleri için yapılan sınavlar kaldırılacaktır. Her öğrencinin öğrenim hakkını özgürce kullanacak, gençler okul yönetiminde söz sahibi olacak.

Kamu emekçilerinin toplu sözleşme ve grev hakkı verilecektir. Önündeki örgütlenme engelleri kaldırılacaktır.

Patronların sendikaya üye olmak isteyen işçilerinin çıkarması yasaklanacak, işverene ağır cezalar verilecektir.

Fabrikalarda ve yasa içinde yeralan sendikalı olma hakkını elde eden işyerlerinde sendika zorunluluğu aktif hale getirilecek.

Seçim barajı olmayacak.

Konuşma, yazma ve  insan hakları manifestosunda yeralan haklarını   kişiler özgürce kullanacak.

Gazetecilere, yazarlara ve sanatçıların demokratik eylemleri nedeniyle baskı, işten atılma gibi antidemokratik hareketler yasaklanacak. Buna uymayan patronlara ağır cezalar verilecek.

Adları yolsuzluğa bulaşan bürokratlar, milletvekilleri veya bakanlar aklanıncaya kadar görevlerinden el çektirilecek.  Aklanamazsa görevlerinden alınarak cezalandırılacak.

Hiç kimse makamını, çevresini kullanarak ‘torpil’ adı altında çıkar sağlamak yasaktır. Bu anlamda girişimde bulunanlar cezalandırılacak. Maddi anlamda elde ettikleri  para mal gibi metalara devlet el koyacak.

Demokratik kitle örgütleri veya siyasi partiler özgürce miting ve yürüyüş yapacaklar.

Hiç kimse dil, din, mezhep, etnik ve kültürleri nedeniyle cezalandırılmayacak. Herkesin özgürce yaşaması sağlanacak.

Çalışan herkes emeğin hakkını alacak. Çalışanların alınterini çalan patronlar cezalandırılacak.

Hiçbir vatandaş açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamayacak.  Devlet bunun önlemini alacak.

İşçiye, memura, köylüye, dar gelirli vatandaşlara, kimsesizlere, çalışamayacak olan yurttaşlara, tüm emeklilere insanca yaşayabileceği ücret verilecek.

Emeklilerin promosyon sorunu hemen çözülecek. Örneğin, devletin bankalarında emeklilik maaşını alanlar için devlet hemen emir vererek emeklilerin hakkı olan promosyon paraları ödenecek.

İnsanların yaşam alanlarına kimse müdahale etmeyecek.

İktidarları eleştirenlere, iktidarların icraatlarına demokratik haklarını kullanarak eylem yapanlara ‘nefret ve ayrımcılık’ yapamayacak.

Halkına şiddet uygulayan, baskı yapan, kişi veya kurumların başındaki sorumlular cezalandırılacak.

Devlet, her vatandaşın barınma hakkı için her türlü önlemi alacak.

Şiddet eğilimli ve içi savaş etme duyguları ile dolu olan kişilerin devlet tarafından sağlıklı birey haline getirmek için her türlü girişiminde bulunacak.

Çiftçi ektiği ürünün karşılığını alacak. Alamazsa bu açığı devlet ödeyecek.

Ülke toprakları ve halkın paralarıyla yapılmış hiçbir kuruluş yabancılara satılmayacak….”

Bunu okuduktan sonra  ‘yetmez ama evet’ demeyin; paketi hep birlikte genişletebiliriz.

Ne de olsa bende ‘demokrat’ bir insanım her görüşe açığım, değil mi?