Tolstoy 67 yaşında bisiklet kullanmayı öğrendi. ''Tolstoy'un bisikleti'' diye bir deyim var. Oğlu öldüğünde çok üzülen Tolstoy bu gün Moskova'daki Tolstoy Müzesinde sergilenen bisikleti için “kendini bisiklet sürmeyi öğrenerek tedavi ettiğini” söylüyor. Bunu da kederinin üstesinden gelmesine yardımcı olan masum ve kutsal bir saçmalık olarak tanımlıyor.
Tolstoy, bisiklete binmeyi öğrenmek için yaşını hiç umursamamıştı.
Başarılı olabilmek, hayallerimiz, umutlarımız, heyecanlarımız yaşımızla çok mu ilgilidir.. ? Hiç de öyle değil. İnsanın hayallerinin, arzularının peşinde koşabilmesinden daha güzel bir şey olabilir mi? Etrafınıza 30 yaşında çökmüş, 80 yaşında dimdik durabilen insanlara bir bakın... Yok mu ? Elbette var. Bunlar tamamen beyinsel ve içsel enerjimizle ilgilidir. Enerjinizin kaynağı ise bitmek tükenmek bilmeyen hayallerinizdir.
''Hep denedin. Hep yenildin. Olsun. Yine dene. Yine yenil. Daha iyi yenil'' diyen Samuel Beckett ilk romanını yazdığında 40 yaşındaydı, Nobel ödülü aldığında ise 63.
Mimar Sinan at üstünde kılıç sallayan bir asker ve devşirme bir yeniçeriydi. Mimarlık kariyerinin 'çıraklık eserim' dediği eserini verdiğinde 50 yaşını geçmişti. O zamanlar birileri Mimar Sinan'a sen aslında bir askersin ve yaşın artık çok geçti dese ve ona engel olsa bugün nelerden mahrum kalırdık aklınıza geliyor mu?
Ünlü moda tasarımcısı Vera Wang, ilk büyük başarıyı yakaladığında 96 yaşındaydı.
Ford, 1908 yılında Model T' yi yarattığında 45 yaşındaydı.
Weil, kovboy giyim markası Rockmount Ranch Wear'ı kurduğunda 45 yaşındaydı. 2008 yılında 107 yaşında vefat edene kadar markanın CEO'su olarak göreve devam etti.
Darwin hayatının büyük bir kısmını doğa bilimci olarak geçirdi. 1859 yılında 50 yaşındayken çıkardığı eseri ''Türlerin Kökeni'' ile bilim dünyasını sonsuza kadar değiştirdi.
Ray Kroc 52 yaşında, dünyanın en büyük fast food markalarından biri olan McDonalds'ı almadan önce, kariyerini satış elemanı olarak sürdürüyordu.
Empresyonizmin babası Claude Monet Onlarca başarısız sergi, hayal kırıklığı, sefalet ve acının ardından başarıyı 50'lerinde yakaladı.
Yıllar sadece hayallerimiz için önemsiz bir sayı... Bu örnekler bize hayallerimiz için yola çıkmak ve onlara ulaşmak adına yaşın pek de önemli olmadığını göstermiyor mu? İnsanın gençliği ve zindeliği yaşıyla ilgili bir olgu değil... Ne kadar çok hayal ediyorsa , hayata ne kadar bağlı, ne kadar severek bakıyorsa kişi o kadar genç, bir o kadar da zindedir.
Hayıflanmaktan vazgeçip, denemek lazım... İnatla hayata sımsıkı sarılmak, her şartta, her yaşta ve her zaman hayallerimizin peşinde koşuyor olmak, hayatı dolu dolu yaşamak için çabalamaktan daha güzel bir şey olabilir mi?
Abraham Lincoln, ''En sonunda önemli olan, hayatınız içerisindeki yıllar değil, yıllarınız içerisindeki hayattır.'' demiş. Ruhen genç ve enerjik kalabilmek hayallerimizi canlı tutmakla mümkün... Geriye dönüp baktığımızda acısıyla, kederiyle, hüznüyle hayat yolculuğumuzu hayallerimizle zenginleştirdiğimizde, yaşam sevincimizi başarılarımızla pekiştirebiliyorsak ne mutlu bize... İçimizdeki enerjiyi canlı tuttuğumuzda ruhumuzun tazeliği ve o çocuk sevinci hep var olacak.
Öğrenmeye devam edeceğiz, zamanın gerisinde kalmayacağız, ,yeni bilgilere ulaşacağız, çocuklarla ve gençlerle sıkı fıkı olacağız, onların çılgın hayallerinden sonuçlar çıkaracağız, çocuk tarafımızı hiç kaybetmeyeceğiz,kendi düşlerimiz için her gün hayata yeniden başlayacağız, asla tribüne çıkmayacağız…Çok keyifli olacak hayat.. “Hayatta kalmak” la “Yaşamak” farklı kavramlar. Yaşamak lazım…
Sanattır, insan için ilmek ilmek kendi hayatını dokuyabilmek... Yaşamı sevmek, hayallerimizin, arzularımızın peşinden koşabilmek, yaşımız kaç olursa olsun,…
''İnsanın düşlediği şey ile gerçekleştirdiği şey arasında, ancak kendi engin arzusuyla aşabileceği bir mesafe vardır.'' Halil Cibran'da böyle diyor.
Haydi yaşam hakkımızı sonuna kadar kullanalım, ne demiştik ? ''Yıllar sadece sayı...''