Eskişehir kaplumbağa hızıyla gelişimini sürdürüyor.
Belediyeler, hükümet yatırımlar yapıyor.
Peki yeterli mi?
Hayır…
Eskişehir’de yerel yönetimde Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın dönemleri ile hükümette AK Parti’nin iktidarı hemen hemen aynı dönemlere denk gelir. 1999’daki yerel seçimlerden önce, adı üstünde Eskişehir ESKİ bir şehir olarak anılırdı. Yıllardır unutulmuş, kabuğuna çekilmiş ve kısır çekişmelerin içinde boğulmuş bir şehirdi. Ancak sözünü ettiğim dönemden sonra iyi yatırımlar, projeler ve çalışmalar yapıldı. Peki yeterli mi HAYIR…
Ancak son yerel seçimden sonra Odunpazarı Belediye Başkanlığını da Kazım Kurt’un alması ile 3’e çıkan CHP’li yerel yönetimler ile iktidarı tek başına elinde tutan AK Parti arasındaki uzlaşmazlıklar ne yazık ki; bir tür hastalık gibi kenti sardı, tüm yatırımlara ve projelere sıçradı, şimdi de Eskişehir’in hastalığından kurtulmadığını görüyoruz…
Hastalığın adını da söyleyeyim: Kısır çekişmeler…
Bu kısır çekişmeler, kentte bir kaos ortamı oluşturdu. Hele son dönemde bunu daha fazla görüyoruz. Önümüzde kentin gelişimini sağlayacak önemli projeler var ve belediye meclisinde tartışılıyor. Küçük Sanayi Sitesi, Kentsel Dönüşüm, Kızılinler…
Bu projeler Eskişehir halkı ve kent için çok önemli…
Ancak mecliste tıkanıyor. AK Partililer ve CHP’liler anlaşmazlık üzerine siyaseti sürdürüyor. Ve bir adım dahi atmamakta kararlı görünüyorlar… Adımlarını atmamakta
AK Parti grubunun daha kararlı olduğunu söyleyebilirim. Ancak anlaşmazlıklar elbette tek taraflı çözülmez, tarafların
ortak bir yol bulması için ortak akıl ve siyasi görüşlerden arınıp, kentin menfaatini odak noktası yapması gerekiyor, Özetle; artık anlaşın ki; kent kazansın…
Yoksa halk da tarih de kentin gelişimine engel olanları, şehrin önünü tıkayanları affetmeyecektir.