Yanıyor Türkiye, Yanıyor...
Bu sadece bir orman yangını değil.
Bu, çocuklarımızın geleceğine atılan kıvılcım.
6000 dekar orman alanı önce tapularla parçalandı, sonra ateşe verildi.
Şimdi ne kuş kaldı dalında, ne gölgeye sığınacak bir can.
Zeytin ağaçları — barışın simgesi — feryat ediyor.
Duyabiliyor musunuz?
Yok edilen sadece ağaçlar değil, umutlarımız...
Okumuştum bir zamanlar:
“Bir ağaç binlerce canlıya yuva olur.”
Şimdi o yuvalar küle döndü.
Allah’tan korkun dediniz, ama doğayı, kadını, hayvanı düşman ilan ettiniz.
Siz kendi çocuklarınızı güvenceye alırken, bizim çocuklarımız yangın yerinde nefessiz kaldı.
Bakın!
10 genç ormanda yandı.
12 asker metan gazıyla can verdi.
2 fidan gibi evlat, susuzluktan toprağa düştü.
250 kadın katledildi…
Nasıl susalım?
Nasıl bakıp geçelim?
Yoksulluk, yangın, şiddet; bu halkı yaktınız.
Yeşil Bursa bile artık kara Bursa oldu.
Tıpkı içimiz gibi…
Kapkara, umutsuz, ama hâlâ dimdik!
Yeter!
Bu ülke bizim.
Orman da bizim, su da, zeytin de…
Ve bu karanlığa rağmen, hâlâ direnecek yüreğimiz var.
Ama unutmayın…
Toprak küle de dönse,
ilk yağmurda yeşerir umut!
Biz yine ağacımızı dikeceğiz,
Yaralı yüreklerimizi birbirimize sararak iyileştireceğiz.
Bu topraklar bize atalarımızdan emanet,
Çocuklarımıza borcumuzdur yaşatmak…
Ve biz, vazgeçmeyecegiz..