Geçtiğimiz ay da değindiğimiz gibi, bu sıralar tüketicilerin gündemini geçmiş dönemde çektikleri banka kredileri nedeni ile tazminat alabilecekleri haberleri meşgul ediyor.
 
2007 ve 2011 yılları arası 12 bankadan çekilen krediler söz konusu. Konunun bizi kapsaması için, kredimizin 2007 ve 2011 yılları arasında ve Rekabet Kurulu Kararı’nda belirtilen 12 Bankadan birinden çekilmiş olması gerekiyor.
 
Rekabet Kurulu bu 12 bankanın kendi aralarında anlaşarak faiz oranlarını yükselttiği gerekçesi ile bu bankalara ceza uyguladı.
 
Bu ceza ve gerekçeleri üzerine tüketicilerde dava açmaya ve faiz farkı ile tazminat talep etmeye başladılar.
 
Bununla beraber tüketicilerin öngörülü olmasını ve konu ile ilgili olabildiğince bilgi sahibi olmasını gerektirecek pek çok ayrıntı var…
 
Tüketicinin öncelikle ortada “dosya masrafı” konusunda olduğu gibi yargı kararları ile onanmış bir olası alacak durumu olmadığını bilmesi gerekiyor.
 
Ortada yalnızca bir olasılık var, dolayısı ile açtığımız davayı kaybetmeyi, yaptığımız masraflar ile karşı yan vekalet ücretini ödemeyi göze almış olmamız gerekiyor.
 
Davayı kazanmamız halinde elde edebileceğimiz menfaat konusunda da öngörülü olmalıyız. Yaptığımız ödemelerin tamamının yani kullandığımız kredi bedelinin geri alınması gibi bir olasılık elbette ki söz konusu değil.
 
Dava sonucunda talep edilebilecek olan öncelikle faiz farkı iddia edildiği şekilde bir anlaşma yapılmasa idi tarafımıza uygulanacak olan faiz ile gerçekteki kredi kullandırım faizi arasındaki fark ve bu fark nedeni ile oluşan zarar miktarının 3 katına kadar tazminat.
 
Faiz farkı ve tazminatın dava ile talep edilmesi de mutlaka alacağız anlamına gelmiyor. Belirttiğimiz gibi henüz Yargıtay tarafından onanmış ve emsal olabilecek nitelikte bir dava yok.
 
Bu tartışma Rekabet Kurulu Uzmanının ceza kararındaki görüşünden hareketle başladı.  Tüketicilerin Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanuna dayalı olarak dava açma hakkı olup olmadığı da tartışma konusu, haksız fiilden kaynaklı rekabet hükümlerinin yalnızca rakipler arasında uygulanabileceği görüşü de mevcut.
 
Bankaların Rekabet Kurulu tarafından verilen karar ve cezaya karşı açtığı davada henüz kanun yolları tüketilmedi. Dolayısı ile davalara dayanak yapılan Rekabet Kurulu Kararı’nın yargı kararı ile geçersiz kılınması ve sonucunda açılan davaların bu nedenle kaybedilmesi de mümkün.
 
Anılan nedenlerle konuyu basından öğrenen tüketicinin dikkatli hareket etmesi gerekmekte.
 
Tüketiciyi ilgilendiren her konu yeni dolandırıcılık yöntemlerini kapı açıyor, ilk ve öncelikli riskimiz yeterince bilgi sahibi olmadığımız konularda hak kazanma beklentisi ile tanımadığımız kişilere para ya da bizim adımıza tahsilat yapma imkanı verecek vekaletname göndererek zarara uğramamız.
 
İkincisi ise çektiğimiz kredi miktarı ve faizi çok değil iken, bütçemiz de kısıtlı iken kaybetme olasılığını göz önünde bulundurmadan böyle bir dava açarak dava sonucunda dava masrafları ve karşı yan vekalet ücreti ödemek zorunda bırakılarak zarara uğramamız. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olma hali….
 
İlerleyen günlerde kredi mi çektiniz? Tazminat alabilirsiniz konulu çağrı merkezi aramaları telefonlarımıza geldikçe bu ayrıntıları hatırlamamız dileğiyle…
 
Av. Pınar TURHANOĞLU GÜCÜYENER